Merhabalar, ben Erdem! Yarış oyunlarına bir dönem sektörün ortanca çocuğu olan oyunlar diyebiliriz sanırım. Forza Horizon serisinin başarısından sonra bu tür yeniden şahlanmaya başladı gibi hissediyorum. Eskiden bu türde sadece Need for Speed’in adını duyarken artık simülasyon yarış oyunlarının da artmasıyla bir sürü yarış oyunu görmeye başladık. Bunların arasında da -yine tutunmaya çalışan- bir Ubisoft oyunu olan The Crew serisi var.

İlk oyunu çıktığı zaman arabalı MMO olarak dalga geçtiğimiz bu seri, bakalım yeni oyunu The Crew Motorfest ile nasıl bir değişime uğramış gelin birlikte bakalım.

Hikaye ve Konsept

Hikayede elle tutulur bir şey yok. Hikayeden çok konseptin etrafında oyunu inşa etmişler. Bir tane festival var ve bu festivaldeki yarışlara katılmaya çalışıyoruz. Çok tanıdık geldi değil mi? Forza Horizon mantığını alıp direkt bu oyuna entegre etmişler ki önceki oyunlarda ki “America Fuck Yeahhh” havası da yok bu oyunda. Bütün Amerika’yı ele alacak bir festival fazla ütopik geldiği için herhalde bu festivali Hawaii adasında gerçekleştiriyorlar. Tabii Forza Horizon temasını da almak istemiş olabilirler.

Forza Horizon serisi nasıl bir etki bıraktıysa adamların üstünde, güzelim koskoca Amerika’dan vazgeçmişler. Hawaii’nin farklı farklı kısımları olması her ne kadar hoşuma gidiyor olsa da Amerika sanki daha zevkliydi. Peki bu yeni haritamızdaki oynanış mekanikleri nasıl?

Nedir bu Playlist mevzusu?

Oyundaki festival içerisinde farklı farklı playlist‘ler var. Bunlara örnek vermek gerekirse: Japon esintileri taşıyan bir playlist, Hawaii turu adı altında gezme temalı bir playlist, Amerika muscle arabalarının olduğu bir playlist… Bunlar gayet çeşitli ve eğlenceli olmuş. Bir de bu saydığım playlist’ler oyunun başlangıcındaki üç playlist oluyor. Bunlardan sonra daha da güzelleri açılıyor, fakat sürpriz bozmak istemiyorum.

Playlist’ler aşağı yukarı üç saat civarı sürüyor. Bu playlist’lerin sonunda da araç hediye ediliyor. Araç demişken playlist’lerde sinirimi bozan tek bir nokta var. Yarışlara girerken size araç kiralıyorlar. Ya şimdi sen bana niye arabayı kiralıyorsun? Bana de ki bu yarış veya bu playlist için şu araç türü lazım. Ben kendim o aracı almak için para kasayım. Olayın içinde grind mevzusu olmayınca ben kendimi oynamak için motive edemiyorum araba oyunlarında. Fakat bunun haricinde playlist’ler gayet zevkli.

Araç Sürüşü

Aynı The Crew 2’de de olduğu gibi bunda da üç çeşit yol seçeneği var. Hava, deniz ve kara yolları. Bunlar arasında açık dünyada gezinirken tek tuşla geçebiliyorsunuz. Hava ve deniz araçlarını sürmek o kadar keyifli gelmedi. Neyse zaten çok fazla vakit harcamayacağım onlarla deyip kara araçlarına bakayım dedim. Arabaların ve motorların kullanımı da idare eder geldi. The Crew 2’nin de sürüş mekaniklerinden fazla keyif almazdım bunda da neredeyse aynısını yapmışlar.

Bu arada hazır The Crew 2 demişken şöyle bir durum var: eğer The Crew 2’ye ait bir kaydınız varsa Ubisoft Connect üzerinden araçlarınızı bu oyuna aktarabiliyorsunuz. Yani buradan az buçuk tahmin edebilirsiniz mekaniklerin ne kadar yakın olduğunu.

Arabalarda da şöyle beğendiğim bir nokta oldu, modifikasyon seçenekleri arttırılmış gibi geldi. The Crew 2’yi oynayalı yaklaşık üç sene oluyor ama hatırladığım kadarıyla bu oyundaki kadar fazla seçenek yoktu.

Grafikler Güzel Ama

Grafikler genel olarak güzel. Çok fazla detaylandırmaya gerek var mı bilmiyorum ama göze hoş gelmeyi başarıyor. Tabii ki bu incelemede de birçok kez okuduğunuz gibi bir Forza Horizon değil, fakat ben beğendim. Üstüne üstlük Ubisoft inceleme kodunu Xbox için verdiğinden dolayı Series S üzerinden oynadım. Ona rağmen güzel geldi grafikler.

Series S için şöyle bir sıkıntı var. Birkaç ay önce yapılan betada oyun 60 FPS olarak oynanıyordu. Gözünün yağını yediğimin Ubisoft’u bu oyun niye tam sürümünde 30 FPS? Bilmiyorum daha önce buna benzer bir durum yaşandı mı ama ben hayatımda ilk defa böyle bir şey görüyorum. Ezel’in kerpeten Ali’ye neden diye sorduğu noktadayım bu konuda dostlar.

Seslere İyi Çalışmışlar

Araba sesleri kusursuza yakın. Ara ara oyunun radyosunu kapatıp sadece araç seslerini dinlediğim oldu. Müzikler ise pek beni açmadı. Bu tamamen kişisel zevklere bağlı. Belki siz keyif alırsınız. Ben kendim Spotify üzerinden 90’lar Türkçe Pop falan açtım.

Sonuç Olarak

Crew Motorfest’i oynarken sürekli Forza Horizon oynuyormuşum gibi hissettim. Bu da bana şunu düşündürüyor, bu oyun PC ve Xbox tarafında çok fazla satmayabilir. Çünkü orada canavar gibi bir rakibi var. Fakat Playstation tarafında Forza Horizon serisine alternatif tek oyunun bu olduğunu düşünürsek, Playstation tarafında talep görebilir. Benim tavsiyem de bu yönde olur. PC veya Xbox kullanıyorsanız indirim dönemlerini falan bekleyin. Fakat Playstation tarafında iseniz gönül rahatlığıyla oyunu alabilirsiniz. Başka bir yazıda görüşmek üzere, hoşçakalın!