Steam Oyun Festivali 2021’den Seçkiler

Steam Oyun Festivali, çıkacak pek çok oyunun demosunu deneyebileceğimiz, geliştiricilerle etkileşime geçmemize ortam sağlayan bir etkinlik. Bu etkinlikte 500’den fazla oyun bulunuyor. Haliyle siz de demodan demoya atlıyor, festival havasını bir güzel içinize çekiyorsunuz. Hepsini denemek mümkün olmasa da içlerinden en sevdiklerimizi ve çıkışını sabırsızlıkla beklediklerimizi bir araya getirdik.

Potion Craft

Potion Craft, sadece demosuyla bile sizi uzun süre başında tutabilecek bir potansiyele sahip. Bu oyunda, müşterilerinizin taleplerine göre iksirler hazırlayıp satıyor, bir iksir dükkanı işletiyorsunuz. Basit görünen mekanikleri, böyle bir oyunun talebini tamamen karşılıyor, üstelik fazlasıyla tatmin edici. Bitkileri ezerken, kazanımı karıştırıp ateşi harlarken ne kadar haz aldığımı anlatamam. Oyunun başında beklediğimden çok daha uzun kaldım ve güçlükle kapattım. Çıksın da tam sürümüyle oynayayım diye büyük bir sabırsızlıkla bekliyorum.

Cats and the Other Lives

Cats and the Other Lives, kesinlikle favorilerim arasında kendine yer bulan Türk yapımı bir oyun. Büyükbabanın ölümünden sonra cenaze için bir araya gelen ve araları pek de iç açıcı olmayan bir aileyi anlatıyor, Cats and the Other Lives. Birbirinden farklı karakterler, havada uçuşan iğnelemeler, tartışmalar ve çekişmeler… Biz de tüm bunların ortasında bir kediyiz. Evet doğru duydunuz. Bir kedi!

Aspen isimli bu kediyle evin içerisinde oradan oraya koşuyor ve aile üyelerinin konuşmalarını dinliyor, yaşananlara, çeşitli gizemlere tanık oluyoruz. Arkasındaki bu fikre ayrı bayıldım, oyundaki diyaloglara, karakterlere, ses ve müziklere ayrı.

Despot’s Game

Bir başka bağımlılık yaratan rogue-like / dungeon crawler türünde oyun. Çıktığında kesinlikle alacağım oyunlardan biri ve uzun saatlerimi bir hortum gibi içine çekeceğinden de çok eminim. Alaycı ve eğlenceli bir dile sahip olan Despot’s Game’de minik insancıkları zindanın içine yolluyoruz. Bu insancıkları çeşitli şekillerde silahlandırıyor ve zindan boyunca hayatta kalmaya çabalıyoruz. Boks eldivenleri, büyücü cübbesi, tabanca, kılıç veya hatta yoga taytı… Herhangi bir dungeon crawlerdan kendi tarzını oturtmayı başararak ayrılan bu oyun, inanılmaz keyifli.

Minute of Islands

Detaylı çizimlere ve çok tatlı renklere sahip bu oyun, sessiz bir sahil kenarında içinize çektiğiniz derin bir nefes gibi. Karakterimiz Mo ile adanın üzerinde gezinip ne yapacağınızı bulmaya çalışırken her adımda yosun kokusu burnunuza doluyor.

Oyun yavaş ve çok rahatlatıcı bir tempoya sahip. Hikaye size üçüncü bir kişi tarafından anlatılıyor, anlatıcının sesi ve oyunun sakinliği harika bir armoni ortaya çıkartıyor. Çizimleri kadar, hikayesi ve dünyası da oldukça ilginç. Bunların birleşimi bana bir Adventure Time bölümünün içindeyim gibi hissettirdi. Kesinlikle gözden kaçırmamanız gereken bir başka oyun daha.

Narita Boy

Bu oyunla ilgili beni en çok çeken şey görsel stili. Tasarımlar, görsellik, 80leri baz alan fütüristik konsepti kendince ele alış biçimi bende büyük bir hayranlık yarattı. Üstelik oyun beklenmedik şekilde ilgi çekici bir hikaye de sunuyor size. Gerçeklikle ve yaratıcısıyla bir şekilde bağlantı kurabilen ”Narita One” isimli bir oyun konsolunun içindeyiz. En iyi mekaniklere sahip olmasa da oynanışın hikaye ve evrenle dinamik bir şekilde iç içe geçiyor olması hoş bir tat veriyor. Oyunun akılda kalıcı müziklerini de eklediğinizde de oldukça dikkat çeken bir oyun ortaya çıkıyor.

Loop Hero

Loop Hero, çok sevdiğim piksel sanatçılardan birinin çizdiği, bu yüzden de yakından takip ettiğim deck builder ve roguelite türlerinin karışımı bir oyun. Bu oyunda, dünya karanlığa gömülmüş ve sonsuz bir döngünün içerisinde. Biz ise cesur bir kahramanı oynuyor ve bu döngünün içinde kendimize bir yol çizmeye çalışıyoruz. Bu patikamız gerçekten de bir yuvarlaktan ibaret, sürekli başa döndüğümüz ve aynı yolu durmaksızın kat ettiğimiz bir döngü. Oyunda ilerledikçe kartlar düşüyor, bu kartlardaki düşmanları, yolları, yerleri karakterimizin patikasına sıralıyoruz. Dilersek zamanı durdurup kartlarımızı nasıl yerleştireceğimizi planlıyor, dilersek de döngüyü hızlandırıyoruz. Herkese hitap etmeyeceğini düşündüğüm bu oyunun bana göre oldukça keyifli bir yapısı var.

Genesis Noir

Steam Oyun Festivali’nde gözden kaçırsaydım çok üzüleceğim oyunlardan biri olan Genesis Noir, gördüğüm en stilize görselliğe ve hikaye anlatımına sahip. Oyunu açıyorsunuz ve oyunun muhteşem müziklerine ve şiirsel hikaye anlatımına kapılıp gidiyorsunuz. Suç teması inanılmaz hoş bir şekilde yer alıyor bu oyunda. Müziklerle harmanlanan kısımlar öyle keyif verici ki, kafanızı minik minik sallayarak eşlik etmekten kendinizi alamıyorsunuz.

Dorfromantik

Yazımızı bu ufak ve rahatlatıcı oyunla sonlandırıyoruz. Dorfromantik, küçük küçük parçaları birbirine uyumlu bir şekilde yerleştirip görevleri yerine getirmeye çalıştığımız, basit ama kolayca içinde kaybolabileceğiniz bir oyun. Parçaları bizden istenilen şekilde yerleştirerek huzur verici bir köy inşa ediyoruz ve bu beklenenden daha fazla tatmin duygusu yaratıyor. Kesinlikle ruhunuzu doyurabilen, eğlenceli bir oyun. 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.