Küçükken en sevdiğim kitaplardan biri Peter Pan‘di. Varolmayan Ülke‘de kendince hüküm süren, peri tozuyla ışıl ışıl, hiç büyümeyen Peter karakterinin kalbimde çok büyük bir yeri vardı. Gerald Brom‘un yazdığı ve illüstrasyonları ile süslediği Çocuk Hırsızı da, çok iyi tanıdığımız Peter Pan hikayesini yeniden anlatıyor. Fakat bu kez çok daha karanlık bir şekilde ele alıyor. Peri tozuyla ışıldayan Peter Pan hikayesinin üzerine Brom’un anlatımıyla birlikte karanlık gölgeler ve sisler çöküyor.

Orijinal Peter Pan illüzyonu

Yazar Gerald Brom, orijinal Peter Pan hikayesinin üstündeki süslü perdenin arkasını görüp dehşete düşmüş. Notlarında bunu şu şekilde tanımlıyor ”Ölümsüz bir oğlanın çocuk bakımevi penceresinde belirip, kendi egosu ve kendi düşmanlarıyla dövüşmesi için bebekleri ailelerinden koparışı en hafif tabiriyle rahatsız edici bir şeydir.” Orijinal Peter Pan hikayesi gerçekten de elinde kılıç tutan ve hiçbir şey hissetmeden öldürebilen kaçırılmış katil çocuk çetesini ele almaktadır. Brom’un ”Çocuk Hırsızı” kitabı da temelini buradan alan ama peri masalları ve mitlerden esinlenerek tamamen kendi evrenini yaratabilen bir kitap.

Hikayede Peter karakteri masaldan alışıldık fakat daha çarpık izler taşıyarak yer alıyor. Sarı sarı parıldayan gözleri, kızıl saçları ve sivri kulaklarıyla Peter Pan portresini baştan çiziyor yazar. Haylaz ve oyun oynamayı seven ancak keskin bakışlı gözlerini bir an bile kırpmadan kolayca öldürebilecek bir karakter olarak yeniden tanıyoruz onu. Aslında çocuk kitabındaki bu hınzır karakteri belki de olduğu gibi görüyoruz.

Çocuk Hırsızı ve Varolmayan Ülke Avalon

Peter, günümüzün lağım kokuları ve pisliğinin içinden, tacize uğrayan, kötü yola düşen, eziyet gören çocukları kurtarmayı kendine görev edinmiş. Bu çaresiz çocuklara elini uzatıyor, onları Avalon‘a götürüyor veya başka türlü de söylemek isterseniz onları günümüz dünyasından ”kaçırıyor”. Çocuk hırsızı, peşinden sürüklediği bu çocuklardan ”şeytanlar” ismini verdiği vahşi savaşçılar yaratıyor.

Nick ile de yolları bu şekilde kesişiyor. Nick’in başı uyuşturucu satıcıları ile beladayken, bu kızıl saçlı, daha önce gördüğü her şeyden daha hızlı hareket eden sivri kulaklı çocukla karşılaşıyor. Ve gidecek hiçbir yeri olmayan, evinden kaçmış, dört köşede belalı insanlar tarafından aranan Nick de, Peter ile birlikte Avalon’a gitmeyi kabul ediyor. Tıpkı diğer çocuklar gibi. İşte hikaye buradan sonra başlıyor.

Yazar, Avalon’u ve kitapta yer alan tüm karakterleri çok başarılı kurgulamış. Üstelik kitap içerisinde yer alan muhteşem illüstrasyonlar sayesinde onları kolayca da hayal edebiliyorsunuz. Avalon’un gerçekten büyülü ve akılda kalıcı bir dünyası var. O kadar güzel yazılmış ve kitaba oturmuş ki ormanlarının ve havada asılı sisin kokusunu alabiliyorsunuz. Bu mistik ormanda ayaklarımın altında dal parçalarını çatırdatarak yürüseydim, muhtemelen tek başıma yolumu bulabilirdim

Kitapta çok hoşuma giden iki tane öge var. Birincisi okuduğunuz, kitapta bahsi geçen her şeyin arka plan hikayesi ve geçmişi size sunuluyor. Peter’ın, Avalon’un sakinleri ve yaratıklarının, Nick’in ve her bir çocuğun geçmişine azıcık da olsa dokunmadan geçmiyor yazar. Böylece ortaya oldukça sağlam kökleri olan bir evren çıkıyor.

İkincisi ise iyi veya kötü tarafın olmaması. Kötü olan tek şey zaman ve bu zamanın içinde ayağınızın takılmaması çok güç olan yozlaşmışlık. Peter Pan hikayesinden tanıdığımız Kaptan Kanca’nın bile Çocuk Hırsızı kitabında daha farklı bir dinamiği ve hikayesi var.

Kitabın tek içime sinmeyen yanı yazarın bağlamayı tercih ettiği sonu oldu sanırım. Kendim daha farklı aroması ve yönü olan bir sonu tercih edeceğimi söyleyebilirim.

Peter Pan bir zamanlar çok sevdiğiniz bir masalsa, hiç perde arkasını düşünmemişseniz ve Brom’un her şeyi ortaya seren, akıcı anlatımıyla okumak isterseniz, İthaki Yayınları‘nın kütüphanesinde yerini alan bu kitabı öneririm kesinlikle.

Bize kahve ısmarlamak için tıkla!