Yıllarca bekledik ve sonunda Obi-Wan Kenobi dizisinin çıkışına şahit olduk. İlk iki bölüm hayranlar arasında oldukça çekişmeli geçti diye düşünürken 3. Bölümün diğerlerinden kat kat daha tartışmalı geçtiğine ve dizinin puanlarını yarılayacak kadar beğenilmediğine şahit olduk.

Peki bu dizi neden bu kadar eleştirildi? Hikayede var olan boşlukların gerçekten bir açıklaması var mı yoksa kaçırdığımız şeyler mi var? Hep söylüyorum yine söyleyeceğim: Bu soruları tamamen öğrenmek için dizinin finalini görmemiz gerekecek ama ondan önce sizlere yakaladığım birkaç detaydan bahsetmek istiyorum.

Dizi gerçekten düşünülen kadar kötü mü? Gözden neler kaçmış olabilir? Obi-Wan Kenobi hikayesi nasıl işlenmiş? Gibi soruların cevaplarını arıyorsanız yazının devamının spoiler içereceğinden bahsedip konuya geçebiliriz.

Gözümüzden Kaçması Olası Detaylar:

• Reva Darth Vader’ın Anakin olduğunu nasıl biliyor? Karakterin gerçekten de tek amacı Grand Inquisitor olmak mı?

Reva hakkında yüzlerce yorum gördüm ve neredeyse hiçbiri karakter için iyi bir şey söylemiyordu diyebilirim. Ben karaktere olumsuz bakmıyorum ve tahmin ettiğim hikayede ilerlerlerse aksine gayet ilginç bir karakter olacağına da eminim.

Karakter hakkında henüz oldukça az bir bilgiye sahibiz. Fakat dizi bize bazı noktaları dolaylı bir şekilde anlatmaya çalışıyor. Third Sister olarak tanıdığımız bu karakterin ilk bölümün en başlarında gördüğümüz Order 66 sahnesindeki youngling’lerden birisi olabileceği söylentisini duymuşsunuzdur. Bu söylenti dizinin sonraki bölümlerindeki pek çok mantıksızlığı da ortadan kaldırabilir.

Reva’nın motivasyonu

2. bölümün sonunda Reva’nın Grand Inquisitor’u öldürdüğünü gördük. 3. Bölümde ise Vader ile hologramdan konuşan Reva’nın suçu Obi-Wan’a attığını ve Grand Inquisitor’u onun öldürdüğünü söylediğini görüyoruz. Vader ise Obi-Wan haricinde kimsenin umurunda olmadığından bahsederek Reva’nın sözünü kesip ona Obi-Wan’ı getirirse Grand Inquisitor pozisyonunu kendisine vereceğini söylüyor.

Genel olarak bu sahneye bakıldığında temel amacı “Grand” pozisyonunu almak olan bir Inquisitor’un bu haberi sırıtarak karşılayacağını ya da bir şekilde yarım ağızla gülümseyerek tepki vereceğini beklersiniz ya da en azından ben öyle bekledim. Çünkü tam bir kötü karakter tepkisidir ve Reva’da o “amacı” hissedemedim. Bunun sebebi karakterin yeterince hırslı olmaması değil, hatta aksine fazlasıyla hırslı. Sadece bu hırsın bu pozisyondan çok daha büyük bir şey için olduğunu düşünüyorum ve bunu düşünmek için de epey bir sebebim var.

Geçmişten gelen bir iz

Reva’yı gördüğümüz bir diğer kısımda Fifth Brother’a Vader’dan direkt emir aldığını ve uygulaması gerektiğini söylediği sahneye geçiyoruz. Bu sahneyi ikinci izleyişimde ilginç bir detay yakaladım. Reva’nın vahşi söylemlerine sinirlenen Fifth Brother, Grand Inquisitor’lük sırasının kendisinde olduğunu söyleyip Reva’yı tehditkar bir biçimde force uygulayarak masaya çekiyor. Bu sahneden hemen sonra Reva yeniden ayaklandığında çok kısa bir anlığına karnının sol bölümünü tuttuğu bir sahneyle karşılaşıyoruz. İlk izleyişimde bu yaralanmayı Grand Inquisitor’u öldürdüğü bölümde aldığını düşündüm fakat sonradan yanlış hatırlamadıysam o bölümde herhangi bir darbe almıyordu. (Yanlışsam yorumlarda düzeltebilirsiniz.) Tekrar izlediğimde “geçmişten” kalan bir yarası olabileceğini fark ettim. Bu yara, eğer youngling teorisi doğruysa – ki çok büyük ihtimalle doğru – Order 66’ten kaçarken başına gelmiş bir olayın sonucunda gerçekleşmiş olabilir.

Bu sahnenin hemen üstüne Fifth Brother’ın Reva’ya “Hak ettiğini alacaksın.” Dediğini duyuyoruz ve bunun üzerine Reva, karakter gittikten hemen sonra imalı bir biçimde “Umarım.” Diyor. Belki minik bir detay ama bu sözcüğü Grand Inquisitor olmak için söylüyormuş gibi hissetmedim nedense.

Karakterin neredeyse her diyaloğunun altında başka bir anlam varmış gibi geliyor. Hatta kimi hayran, oyuncunun performansından memnun kalmadığını dile getirdi. Açıkçası müthiş değil ama bana batan bir oyunculuğu olmadı. Normal bir oyunculuk gibi geldi. Fakat bu kadar kişinin sevmemesinin sebebini ben oyunculuğuna değil, diyaloglardaki imaların “gerçek” anlamlarını henüz bilmememize veriyorum. Karakter aslında şu anda izlediğimiz değil, izleyip göreceğimiz hikayenin performansını sergiliyor gibi geliyor bana.

Reva, Darth Vader’dan korkmuyor mu?

Reva hakkında son ve bence en önemli detaylardan biriyse Darth Vader’dan korkuyor gibi gözükmemesi. Çoğu hayranı sinirlendiren, beni aksine düşündüren bir olay oldu bu. Bu tavrını en çok Vader Mapuzo’ya ilk adımını attığında herkes hizaya geçip kafasını eğerken; Reva’nın başı dik bir şekilde ileri baktığı sahnede fark ettim. Vader’dan korkmaktan öte, belki de ona ve çoğunlukla Obi-Wan’a karşı büyük bir nefret besliyor gibi. Dizide de söylendiği üzere Obi-Wan’a ayrı bir takılmış durumda. Youngling’ken yaşadıklarından Obi-Wan’ı sorumlu tutuyor olabilir. Hatta yanındaki arkadaşlarını Order 66’ten kaçarken Anakin bizzat öldürdüğü için Vader’ın kim olduğunu bilmesi ve ona bir nefreti olması da ihtimal dahilinde. Tüm bunlara sorumlu tuttuğu kişi de Obi-Wan olabilir. Tabii umarım Obi-Wan nefreti bu kadar basit bir şeye bağlanmaz ve işin daha detaylı olduğunu görürüz.

Reva ve arkadaşlarını Revenge of the Sith’te görmüş olabiliriz

Revenge of the Sith’te Order 66’ten hemen sonra Jedi Temple’a gelen Yoda ve Obi-Wan’ın bir koridorda birkaç youngling’i ölü bulduğunu hatırlıyorsunuzdur ve tam bu esnada Yoda’nın youngling’lerin bir ışın kılıcı ile öldürüldüğünden bahsettiğini de hatırlıyorsunuzdur. Peki dizinin ilk bölümündeki Order 66 sahnesinde youngling ekibi master’larını kaybettikten sonra koşmaya başladıkları koridor tanıdık geldi mi? Gelmediyse bir görselle hatırlatalım:

Dizinin kestiği sahneden hemen bir sonraki sahnede Anakin’in Reva ve arkadaşlarının karşısına çıktığını bu karşılaştırma sayesinde tahmin edebiliriz. Bu şekilde “Reva Anakin’in Vader olduğunu nereden biliyor?” sorusunun kökeni de buna dayanıyor olabilir — bizzat görerek. Tek bilmediğimiz şey Reva bu durumdan nasıl kurtuluyor? Çok büyük ihtimalle yukarıda bahsettiğim yarası o anda Anakin’den aldığı bir darbeden kaynaklanıyor olabilir; veya bir yere saklanıp olanları izlemiş de olabilir. Hatta Obi-Wan ve Yoda gelene kadar da saklandığı yerden kıpırdamamış dahi olabilir. Bunun da ötesinde Obi-Wan kayıtları izlerken olanları dinlemiş olabilir. Bu esnada pek çok olay gerçekleşebilir. Daha önce de dediğim gibi: Reva sandığımızdan çok daha önemli bir karakter ve olaylar bu şekilde ilerlerse beklediğimizden çok daha derin bir gelişime sahip olacaktır kendisi.

Sığınağı eliyle koymuş gibi bulması normal mi?

Bir başka detayda ise Vader, Obi-Wan’ın peşinden gittikten sonra Inquisitor’ların Kenobi’ye yardım eden kişileri bulmaya çalıştıkları sahnede, Reva’nın “The Path” isimli sığınağı eliyle koymuş gibi bulması oldukça garipti. Bunun tek bir sebebi olabilir, o da Reva’nın bu sığınağa ya da buna benzer bir sığınağa ilk kez gelmiyor oluşu. Sığınağın içindeki gizli bölmeleri saniyesinde bulması “Force kullanarak bulmuştur canım.” düşüncesinden çok daha derin bir açıklama içermesindendir. Sonrasında da bu düşüncem bir nevi kanıtlanıyor diyebilirim.

Bölümün sonunda Reva’yı, Leia’nın dakikalardır koşarak ulaşmaya çalıştığı tünelin sonunda beklerken görüyoruz. Bir kere Tala ile karşılaşmadan o tünelden geçmesi ve Leia bu kadar öndeyken sona ondan önce varmasının tek bir açıklaması olabilir: Tünelin tek bir yolu olmayışı ve Reva’nın buradan daha önce kaçmış olması.

Sığınaktaki hatıralar

Sığınağa ilk girdiğinde Jedi’ların ya da sığınmacı insanların duvarlara kazıdıkları alanda Reva’nın sinirle bir tepki verdiğine şahit olduk. O sahnede duvardaki Jedi amblemine dokunmak için yaklaşan Reva, sembole yaklaştıkça adeta geçmişi hatırladi. Eğer ki Reva Order 66’te bir youngling’diyse ve bu sığınaklardan geçerek kurtulduysa, bu sırada başına gelmiş kötü bir olayı hatırlaması sinirlenmesine rahatça yol açabilir. Hatta kim bilir, belki de Reva’yı kurtaran kişi Quinlan Vos dahi olabilir. (Bana kalırsa bu konuyu abartıp Grogu’yu kurtaran kişinin de Quinlan Vos olma ihtimali çok yüksek derim ama onu Mandalorian incelemelerine bırakarak bu konudan uzaklaşıyorum.)

Reva Darth Vader’ın kim olduğunu bilmesine rağmen nasıl yaşıyor?

Evet herkesi en çok düşündüren soru buydu sanırım. Cevap bence net. En azından ne olması gerektiği kesin: Darth Vader, Reva’nın onun kim olduğunu bildiğini bilmiyor. Cümle biraz karışık oldu ama siz ne demek istediğimi anladınız. Bana kalırsa bunu öğrenen Vader, Reva’yı öldürecek ve Obi-Wan’ı da elinden kaçıracağı için tüm Inquisitor’ları ortadan kaldıracaktır. Bu sayede dizinin sonunda tanıdığımız hiçbir Inquisitor kalmayacak ve Rebels’a – Grand Inquisitor’luğun da bir pozisyon olduğunu bildiğimiz için bir başka Grand Inquisitor ile – tertemiz bir başlangıç yapabileceğiz. Ya da bizim iki mideli Grand Inquisitor’u bir güzel Bacta Tankında yıkayıp paklayacaklar ve Rebels’a hazır hale getirecekler. Dizinin yazarı da geçen gün bu sahnenin Vanity Fair ile bir röportajında sorulması üzerine “Biz canon’u bozmayız, merak etmeyin.” gibi bir açıklamada bulundu. Söz konusu Disney olunca bu söz pek güven vermese de, kişiden kişiye değişebilir diyerekten ümit ediyoruz diyelim.

• Darth Vader ve Obi-Wan dövüşü bu şekilde mi olmalıydı? Vader gerçekten de ateşten geçemedi mi yoksa geçmedi mi?

Prequel döneminden bu yana Obi-Wan ve Anakin dövüşü, koreografileri ve müzikleri aklımızdan çıkmadı. Yıllardır hayranlar tarafından tekrar tekrar izlenen, diyalogları kelimesi kelimesine ezberlenen tarihi bir sahne oldu. Böyle bir sahneden sonra Obi-Wan dizisinde Vader ile Kenobi’nin tekrar karşı karşıya geleceğini duyduk. Bana kalırsa en başta çok riskli bir işe girdiklerini hatta girmemeleri gerektiğini düşünüyordum ama ne yazık ki Ewan McGregor ve Hayden Christensen’ı bir arada tekrar görme isteğim mantığımın önüne geçtiği için çıkan haberlere sevinmeden de duramadım.

Günler sonra 3. Bölüm ile bu karşılaşmaların bir tanesine şahit olduk. Kimileri A New Hope filmindeki bir diyalogu bozduğu için, kimileri koreografiyi basit bulduğu için kimileri ise Vader, Obi-Wan’ı elinden kaçırdığı(!) için bu sahneye epey sinirlendi. Beni bu sahnede mutsuz eden tek bir şey vardı. O da müzikler. Fakat o farklı bir zamanın konusu. Şimdi neden bu sahnenin bence gayet yerinde olduğundan ve detaylarından bahsetmek istiyorum biraz.

Tarihin en ikonik kötüsüyle Disney tarihinin en korkunç sahnesi

Darth Vader sinema tarihinin en ikonik kötü adamı desek abartmış olmayız diye düşünüyorum. Karakteri Rogue One filmine kadar gerçekten öfkeli ve hırslı bir konumda beyaz perdede veya animasyonda görme fırsatımız olmamıştı. Fakat Revenge of the Sith’ten tam 10 yıl sonrasında Obi-Wan dizisinde karakterin prime dönemiyle karşılaşıyoruz. Hala içerisindeki öfke sönmemiş ve Padme’yi boğup, çocukları öldürdüğü halinden pek de uzak olmayan bir dönemi…

Star Wars tarihinde beni en etkileyen güç ile hissetme anlarından birisine şahit oldum. Obi-Wan’ın, Leia ve Tala tünelden kaçacakken, Vader’ın varlığını hissettiği o sahneyi uzun süre unutamam gibi. Vader Mapuzo’ya adımını atmadan hemen önce köydeki herkesin hizaya geçtiğini, derin bir sessizlikten sonra nefes sesini ve gölgesini görüyoruz. Vader’ın kelimenin tam anlamıyla bu kadar korkunç bir biçimde bizlere sunulduğuna ilk kez şahit oluyorum. Korku ve öfke farklı şeyler. Bu nedenle Rogue One’daki sahne korkudan çok Vader’ın öfkesini öne sürüyordu benim için ve o da kendi içinde muhteşemdi. Fakat bu sahnede gerçek bir korku izledik. Herkes tarafından. Çocuk, genç, yaşlı veya Obi-Wan fark etmeksizin… Küçükken şahit olsaydım rüyalarıma girebilecek derecede bir korku.

Vader, köylüleri Obi-Wan kendini ifşa edip teslim olsun diye mi öldürdü?

Köyde yavaşça ilerlerken köy halkının endişesi ve anın sessizliği müthiş yansıtılmıştı bizlere. Vader hakkında en sevdiğim şeylerden biri, mimiklerini göremediğimiz bir karakterin her hissiyatını çevik kafa çevirme hareketlerinden, el ve kol hareketlerinden rahatlıkla anlayabiliyor oluşumuz. Vader çok tiyatral bir karakter. Aynı zamanda öfkesini ve hırsını hala kontrol edemeyen de birisi. Bu nedenle bu sahnede yavaşça yürürken ailenin saklandığı evin önünde aniden durmasının nedenini çok rahat anlayabiliyoruz –Obi-Wan’ın nerede olduğunu tam olarak biliyor olması.

Bir aile babasını evden force choke ile çıkardıktan hemen sonra çocuğunun bir saniye içinde boynunu kırdığına bir Disney içeriğinde şahit olduğuma ilk beş dakika inanamadım. Dizinin yapımcıları bu sahnelerin daha da ağır olduğunu fakat bunların şirket tarafından hafifletilmek istendiğini dile getirdiler. Bundan daha vahşi bir Vader bile görebilirmişiz ama bana bu bile yetti.

Bu sahnede ilk önce Obi-Wan’ı evden çıkartmak için yaptığını düşünmüştüm fakat sonradan fark ettim ki Vader, Obi-Wan’ın nerede olduğunu çok iyi biliyordu zaten. O aileyi öldürmesi ve arkasında yerde sürüyerek bir köylü getirmesinin tek nedeni ise çok basit: Obi-Wan’a acı çektirmek. Jedi’lar kendileri hariç herkesi düşünmekle yükümlüler. Dizide de bu mottonun pek çok kez kullanılarak Jedi’ların ortaya çıkarıldığına şahit olduk. Fakat Obi-Wan’ın ekstra bir dezavantajı var. Vader’ın bu evrende onu herkesten daha iyi tanıması. Tabii hal böyle olunca Obi-Wan, köylülerin işkencesini bitirmek için dikkatleri üzerine çekeceği bir konuma geçer ve Vader’ın kafasının hızla o yöne döndüğünü, dikkatini çektiğini görürüz. O an Vader öldüreceği bir başka köylüyü bırakır ve Obi-Wan’ın peşinden gider.

Bu dizi Empire Strikes Back’teki boşlukları tamamlıyor bile olabilir

Obi-Wan ile adeta saklambaç oynayan Vader bana Empire Strikes Back‘te Luke ile yaşadığı merdiven altı sahnesini hatırlatıyor. Vader’ın o anki nefes seslerinin hızlanışı, Luke’un korkusu tam olarak bu dizide Obi-Wan’a da yansımış. Tek farkı Prime dönemi bir Vader’ı ve onun hayatının mahvoluşunda sorumlu tuttuğu eski ustasını kovalıyor oluşu. Beşinci filmde Luke’un düşüncelerini okuyan Vader’ın şöyle bir lafı oluyor: “Düşüncelerin sana ihanet ediyor, onlar için hislerin çok güçlü. En çokta kız kardeşin için hissettiklerin…” diyerek Leia’yı ilk kez burada öğrendiğini görüyoruz. Hemen sonrasında ettiği cümle ise çok ilginç: “Obi-Wan onu (Leia) benden saklayarak akıllılık etmiş. Şimdi Obi-Wan’ın yenilgisi tamamlanmış oldu. Eğer sen karanlık tarafa geçmezsen belki o geçer.” cümlesinden hemen sonra Luke’u kışkırtarak dışarı çıkarıyor. Bu cümleye baktığımızda Leia’nın varlığını Vader’ın bu dizide öğrenmeyeceğini ve Obi-Wan’ın onu saklamak için çabalamış olduğunu ekstra görerek dizinin Canon’a derinlik kattığını bile görüyoruz. Çünkü Prequellar’dan sonra Obi-Wan, Leia için ekstra bir şey yapmıyor ve ilgisini yalnızca Luke’a veriyor. Bu dizi özellikle 4. filmde Leia’nın hologram konuşmasında Obi-Wan’ı tanırcasına konuşmasının da altını bence müthiş dolduruyor ve tabii ki sonra Han Solo ile oğullarının ismini neden “Ben” koyduğunu anlamak da pek zor olmuyor.

Dizinin canon’dan aldıklarını düşünmeye çalışırken fazlasıyla da şey kattığını fark etmiş olmak beni çok mutlu etti. Gelin şimdi canon’da ne gibi boşluklar yaratmış, daha doğrusu yaratmış mı ona bakalım.

Obi-Wan neden yenildi?

Obi-Wan’ın iki bölüm boyunca ne kadar tükenmiş olduğunu, psikolojisinin ve umudunun yerinde olmadığını, kabuslar — hatta uyanıkken kabuslar gördüğünü izledikten sonra bu sahneden kurtulmasının tek bir yolu vardı: Vader’ın onu bir şekilde bırakması. Başka herhangi bir koşulda Obi-Wan’ın Revenge of the Sith’teki gibi müthiş bir koreografiyle o sahnede, o psikolojiyle Vader’ı yenmesi mümkün değildi. Eğer öyle bir şey izleseydik tam olarak Force Awakens’tan farksız, yeni bir şey katılmamış, ikinci bir Revenge of the Sith izlemiş olurduk ki buna gerek olduğunu düşünmüyorum. Obi-Wan’ın yenilmesi gerekiyordu ve öyle de oldu. Güçsüzlüğünü daha ilk saniyeden fark eden Vader için bu kovalamaca bir oyuna döndü ve seyirciye de kattığı jumpscare’lar ile bizleri adeta gelecek hikayesini bildiğimiz Obi-Wan için korkar hale getirdi.

Obi-Wan’ın kılıcını ilk açtığı sahnenin de herkesin aksine etkileyici olduğunu düşünüyorum. Epik Soresu duruşunu yapacak ve havalı bir şekilde kılıcını açacak bir konumda asla değil. Bu epikliği, gücünü topladığı diğer buluşmada daha çok yaşayacağımızı ve asıl ilk kez açışının o an olacağını hissedeceğimizi düşünüyorum. Fakat şu an kılıcını kullanmak istemediğini, bu durumdan kaçtığını bir o kadar net göstermişler.

Tabii bu durum Obi-Wan için ne kadar sıkıcı bir durumsa, Vader için o kadar keyifli bir hal almış olacak ki, arkasından çıkmalar, kılıçla üstüne yürümeler ve ateşlere atmalara kadar dakikalarca dalga geçti eski hocasıyla. Vader onu gördüğü ilk saniyede ışın kılıcıyla rahat bir şekilde öldürebilirdi ama hedefi asla bu değil. Vader’ı tanıyorsak, Obi-Wan’a kendi yaşadığının en az 10 katını yaşatmadan bırakmak istemez ve yine onu tanıyorsak oynadığı bu oyun, Obi-Wan’a “umut” kazandırmak için gereken süreyi verebilir ve hırsı yüzünden ikinci bir karşılaşmada Vader’ın üstünlüğünü kaybetmesine yol açabilir. Vader’ın 4. Filmde söylediği “Eskiden bir öğrenciydim, şimdi usta benim.” Sözünü çok evirip çevirirsek buraya da çekebiliriz. Hırsından ve eski ustasını süründürme isteğinden, bizzat yaktığı ateşi bir saniye sonra söndürerek; onu öldürmekten çok daha fazlasını yapmak istediğini görüyoruz. Unutmayın, Vader her ne kadar prime döneminde olsa da, karşısındaki kişi yıllardır intikam alma hevesiyle tutuştuğu eski hocası, herhangi birisi değil. Düşünerek ve stratejik hareketlerle ilerleyecek konumda değil. Hırsı her zamanki gibi gözünü kör ediyor.

Koskoca Darth Vader o ateşten nasıl geçemedi? A New Hope karşılaşmaları bu dizi ile bozulmuş mu oldu?

O çok konuşulan “Hıdrellez ateşinden mi geçemedi?” sorusuna gelmiş olduk. Açıkçası yüz yıllık fanların bile gerçekten Vader o ateşten geçemediği için durdurduklarını düşünmeleri beni şaşırttı. O sahneye gelene kadar 150 farklı şekilde öldürebileceği ustasını o sahnede öldürmemesinin bence tek nedeni var: Yakalamak istediği tek kişi Obi-Wan değil, ona yardım eden, saklanan, sığınmacı, Jedi kim varsa beraberinde yok etmek. Bu nedenle Tala’nın varlığını büyük ihtimalle 50 metre öteden hissetmiş olmasına rağmen Tala’ya herhangi bir şey yapmadı. Hatta Stormtrooper’lardan birine ateş edildiğinde – az önce de bahsettiğim üzere – her şeye kafasını aniden döndürerek tiyatral tepkiler veren Vader, tüm Stormtrooper’lar harekete geçerken kılını bile kıpırdatmadan sadece NED-B adlı loader robotunun Obi-Wan’a yardım edişini izledi.

Bu arada bu robotun aslında içerisinde biri olduğunu, elindeki çekici tutma ve sıkmasının çok insansı olduğunu düşünenler de var. İçerisinden çıkabilecek kişiler arasında Rex gibi isimler de düşünülüyor fakat benim için biraz fazla düşünülmüş bir teori.

Unutmamak gerek, Anakin güç ve hırs yüzünden her şeyini kaybetmiş birisi. Henüz Vader olmanın prime döneminde bu hırsı kaybetmemiş olması çok muhtemel. Bu hırsı nedeniyle Obi-Wan’ı kendi elleriyle bırakması, “Ölüm korkusu, ölümün kendisinden beterdir.” sözüyle hareket etmesi ve Obi-Wan’ın son umudu da tükenene kadar peşinde olacağını hissettirmek tek gayesi gibi duruyor. Hatta öyle ki bölümün başında Obi-Wan’ın gördüğü Anakin halüsinasyonunu da Vader’ın, Obi-Wan’ı süründürmek için yaptığı söylentileri geziyor.

Tüm bunlar Vader her ne kadar güçlü olursa olsun kendisi için “O zamanlar öğrenciydim, şimdi usta benim.” demesi için bile yeterli bana kalırsa. Öğrenciliğin yalnızca dövüş sanatları için değil, hırsına yenik düşmenin, Obi-Wan’la oynama uğruna, ona yardım eden herkesi öldürme uğruna, kendi elleriyle bırakmış olmasını temsilen söylemesine de yuvarlanabilir. Çok zorlama olur mu? Evet, ama inanılmaz kapalı bir cümle olduğunu düşünmemekle beraber bu dizinin zaten gelirken böyle risklerle geleceğini de bilerek izlemek gerekirdi diye düşünüyorum.

Son karşılaşmaları bu muydu?

Tüm bunlardan öte bir de bu karşılaşmalarının son karşılaşma olmayacağı aşikar. Bir şekilde ustası Qui-Gon’a ulaşabilecek olan Obi-Wan bana kalırsa en yıkık olduğu bölüm gibi gözükmesine rağmen umudunu en çok bu bölümde kazandı. Quinlan’ın yaşadığını ve başkalarının da var olduğunu öğrendiğinde Ewan McGregor’un müthiş oyunculuğu bize o umudun gözlerine tekrar dolduğunu bir saniyeliğine dahi olsa gösterdi.

Bir şekilde Reva’nın da bu hikayede işleri karıştıracağını hatta belki de Obi-Wan’a yardım bile edeceği bir konuma geleceğini düşünerek, ikilinin dizinin son karşılaşmasında Obi-Wan’ın dövüş olarak olmasa da mental anlamda Vader’ı yeneceğini düşünüyorum. Bu sayede de A New Hope’taki canon diyaloğunun geçerliliği koruyacağına inanıyorum. Obi-Wan’ın Vader’ı psikolojik bir süreç geçirdikten sonra yenmesi, şu savaşta havada taklalar atarak yenmesinden çok daha gerçekçi olacaktır. Tabii bu süreç de kimisi için çok kısa ve yetersiz gelebilir, onu diziyi izleyerek nasıl işleyecekler göreceğiz.

Clone Wars ve Ötesine

Kısaca tüm bunları düşündüğümde ve fragmanlarda ilk üç bölüm haricinde gelecek hakkında hiçbir şey bilmediğimizi de düşünürsek ben bu dizinin gidişatından oldukça mutluyum ve geleceğinden de bir o kadar umutluyum. Dizi duyurulduğunda birtakım riskleri göze alarak izlemek gerektiği aşikardı zaten. Onun haricinde gelecek bölümlerde Qui-Gon ve belki Yoda hatta ve hatta Quinlan’ı bile görebiliriz, kim bilir. Umarım Clone Wars flashback’leriyle Satine ve Padme’yi de görürüz diyerek yazımın sonuna yaklaşıyorum.

Dizinin görsellik ve müzik açısından oldukça eksik olduğundan da bahsetmiş olayım bu arada. John Williams’ın Obi-Wan’a yazdığı temayı gelecek bölümlerde arka plan müziklerinin yanında daha güçlü bir şekilde görürüz umarım. Eklemek istediğim son bir şey var o da hiçbir şey doğru olmasa dahi olması gereken tek Obi-Wan’ı gördüğümüzü düşünüyorum. Mükemmel bir karakter gelişimine ve ne 3. Bölüm ne de 4. Bölüm Kenobi’sine benzemediği için çok mutluyum. Kendi adıma diziden ne beklediysem aldım ve umarım gelecek bölümlerde de böyle olur. Dizinin diyaloglarının da yine bahsedildiği gibi kötü olmadığını (Özellikle Ewan McGregor’un diyaloglarının) düşünüyor, aksine belki de Star Wars’ta gördüğümüz en güzel cümlelerden biriyle yazıma son veriyorum. Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim. Diziyi beğenin veya beğenmeyin, bir Star Wars hayranıysanız keyif almaya bakın derim. Gelecek bölümlerde görüşmek üzere.

Güç Sizinle Olsun 🙂

Yazar: Pelin Yiğit