Geçtiğimiz hafta ikinci bölümü The Variant ile karşımıza çıkan Loki dizisi, Marvel’ı başarı üzerine başarılara boğuyor. Loki’nin çarşamba günleri çıkmasıyla ulaştığı başarıdan bir hayli memnun kalan Disney+ yöneticileri, diğer dizilerinin de Cuma’dan Çarşamba’ya çekilmesini istemişler. Bu da demek oluyor ki Star Wars dahil pek çok Disney içeriğini bundan böyle Çarşamba günleri görebiliriz.
Konuyla ilgili The Hollywood Reporter tarafından paylaşılan habere buraya tıklayarak göz atabilirsiniz.

Spoiler’sız Bakış
Dizinin ilk bölümü oldukça heyecanlı bir yerde bittikten sonra ikinci bölümü merakla bekleyeceğimizi söylemiştik. Birçok merakımızın giderildiği gibi yerine yenisi de eklendi. Fakat bunların olmasını tabii ki bekliyorduk. Beklemediğimiz şey ise ikinci bölümün ilk bölümden de güzel olmasıydı.

Loki TVA’ye yardım etmek için işe koyulur. Owen Wilson’ın karakteri Mobius ve ana karakterimiz bu anlaşmanın üzerine mecburi arkadaşlıklarında daha samimi bir konuma gelirler. Tabii bu mecburiyet kimi zaman tartışmalara yol açabiliyor. İkilinin dizi boyunca bu atışmalarını görmek ise izleyiciye tam bir Marvel seyir keyfi sunuyor.
Bir önceki bölüm görünen gizli kimliğin kim olduğunu ve nerelerde olabileceğini bulabilmek için Loki araştırmalarına başlar ve akla yatan bir fikirle ortaya çıkar. Mobius’ın da bu fikri benimsemesiyle yeni bir maceraya çıkılır ve dizinin kötüsünü aramaya koyulurlar.

Dizinin bu bölümünde dönen araştırma ve keşif süreciyse seyirciye bir hayli keyif vermiş olacak ki, bir hafta boyunca internet üzerinden yapılan şakalar sosyal medyada gündem konusu oldu.
Bölümün araştır, keşfet ve uygula yöntemiyle üçe bölünmüş olması da izleyenler için açıklayıcı bir anlatım sağlıyor. Bölüm başında yapılması gerekenler açıklanırken, karakterimiz olanlara çözüm bulmak amacıyla araştırma yapıyor. Sonucunda ettiği keşifleri tekrar Mobius’a anlatma yoluyla seyirciye aktarıyor ve son kısım olan uygula yöntemini merak içinde izlemeye koyuluyorsunuz.
Bölümde aynı zamanda inanç kavramına da çok güzel değinilmiş. İkilinin konu üzerindeki tartışmalarını ve gizemli kötümüzün kim olduğunu öğrenmek için yeni bölümleri izlemeyi unutmayın.
Yazının bu kısmından sonrası spoiler içerir!

Spoiler’lı Bakış
İlk bölümün cliffhanger bitişinden sonra eminim siz de bizler gibi yeni bölümü heyecanla beklemişsinizdir. Henüz ikinci bölümden cevapları hızlıca almayı beklemiyoduysak da yaklaşık 6 bölüm süreceğini düşünürsek olayların hızlı bir şekilde gerçekleşmesi de çok normal.
Bölüm Oshkosh, Wisconsin’de bizleri 1985 yılına ışınlamakla başlar. Aynı tarihle geleceğe giden bir başka içerik aklınıza geliyor mu? Gelmiyorsa biz söyleyelim: Back To The Future.

Pek sevgili Marty McFly’ımızın ilk filmi 1985 yılında vizyona girmişti. Loki dizisinin yapımcılarının da dizinin zaman yolculuğu temasını ele alarak böyle bir gönderme yapmış olabilecekleri konuşuluyordu. Bunun üzerine bir hayranın yaptığı Back To The Future x Loki fanart’ı da sosyal medyada epey beğeni topladı.
Sahnenin devamında ise beni “Yok artık, bence ben abartıyorum.” diye düşündüren bir sahne ile karşılaştım. TVA’in 1985’te bir sorun fark ederek olay yerine gittiklerinde karşılaştıkları kişi sizce de Agatha Harkness’a biraz fazla benzemiyor mu? Sahnede TVA çalışanları haricinde kameranın ilgisini bu kadar fazla çeken ve diyalogları olan tek figüran olması da cabası. Fakat yine de “Bu bir yatırım tavsiyesi değildir.” diyorum ve sadece bir teori olarak sizi bu görsellerle baş başa bırakıyorum.
It was Agatha all alo–
İnanmanın Zamanı ve Mekanı Yoktur
Giriş jeneriğinin de geçmesiyle dizi, karakterimizin bir nevi ofis ortamında Miss Minutes tarafından sorgulanmasıyla devam eder. TVA hakkında sorular soran ve zaman çizgisinin bozulması sonucu neler olabileceğini Loki’ye bastıra bastıra açıklatmaya çalışan Miss Minutes, karakterimizi bir nevi sınamaya başlar.
Bu sırada Mobius karakteri dahil olur ve Loki’nin elindeki bir yat dergisine gözü takılır. İleriki bir sahnede daha önce hiç yata binmediğini ve bir TVA ajanının tarih şeridinde bir jet skiye binmesinin zaman çizelgesinde dallanma yaratacağını söyler.

Bu konuya neden mi bu kadar takıldım? Bana kalırsa dizinin burada tam olarak inançlar konusuna harika göndermelerde bulunduğunu düşünüyorum. Mobius TVA’ye inanıyor, TVA’in yapmasını yasakladığı şeyleri yapmıyor, yapanları kınıyor ve her ne kadar canı isterse istesin (Bu durumda bir jet skiye binmek olabilir) kendini bu durumdan uzak tutuyor. Tanıdık geldi mi?
Bunun haricinde Loki ile karşılıklı konuşmalarında Loki’nin sorduğu sorulara çok genel cevap vermesi ve hiçbirini kanıtlar nitelikte bir cevabı olmaması, ayrıca çoğu cevabı kendisinin de bilmiyor oluşu bu atıflardan birkaçı olarak gösterilebilir.

Mobius’ın bir cümlede Zaman Koruyucularıyla hiç tanışmamış olduğunu söylemesi de dizinin inanç kavramına olan göndermelerinden yalnızca birisidir. Fakat bu göndermede Mobius’ın biraz da bulunduğu konumu, aslında yaptığı işin o kadar da önemli olmadığını, kısacası kendini varoluşsal bir sorguya soktuğunu fark ettiğimi söylemeden geçemeyeceğim.

Ravonna ile tartışırken bir iki kere ima ettiği başka bir analist konusunun da Mobius’un işinin yalnızca ona özel olmadığını ve kendisinin vazgeçilemez olmadığını anlamasına getiriyorum. İnandığı şeyleri ve rolünü sorgulamaya başlayan Mobius’u ileriki bölümlerde Loki ile daha yakın bir bağ kurarlarken görmemiz de mümkün gibi geliyor.
Kim bilir, belki de Zaman Koruyucuları önceden vardıysa da artık yoklardır ve Ravonna düzenin bozulmaması için bunu çalışanlardan saklıyor olabilir. Çünkü büyük bir güce inanılmaması otoriteye kesin bir son getirebilir ve eminim ki TVA’in başında her kim olursa olsun bunun yaşanmasını istemez.

Kıyamette Buluşalım
Gizemli kötümüzün Lady Loki olduğunu bilmeden önce, yalnızca Loki gibi bir Varyantı araştırdıklarını biliyorduk. TVA’in belki gözünden kaçırdığı bir şey olabilir düşüncesiyle arşive getirilen karakterimiz, araştırmaya izni olan sınırlı dosyaları incelerken bir şeyler keşfettiğini fark eder ve Mobius’a koşar.
Dünya’da oluşacak veya oluşmuş olan herhangi bir kıyamet olayında zaman çizelgesi nasılsa sıfırlandığı için, birinin yapacağı küçük bir değişiklik TVA tarafından fark edilmez ve varyant enerjisi sıfır olarak gözükür. Bunu fark eden Loki, gizemli varyantımızın Dünya’nın kıyametlerinden birinde saklanabileceğini ve fark edilmeden dilediğini yapabileceğini keşfeder.

Bunun üzerine Loki teorisini kanıtlamak için Mobius’tan yaşanmış olan bir kıyamete giderek küçük değişiklikler yapmak ister. Mobius başta ikna olmasa da denemeye razı olur ve ikili kendini M.S. 79’da Pompeii, İtalya’da bulur.
Bir önceki bölümün D.B. Cooper’a değinmesinden sonra, bu bölümün de tarihte bilinen en önemli olaylardan birini ziyaret etmesi açıkçası beni çok mutlu ediyor. Fantastik evrenlerde gerçek Dünya olaylarının nasıl işlendiğini görmek, bir izleyici olarak hikayeye daha çok bağlıyor diye düşünüyorum.
Pompeii’da yaptığı küçük değişikliklerin zaman çizelgesinde en ufak değişikliğe yol açmadığını gören Mobius, Loki’nin teorisine ikna olur ve hedeflerinin kıyamet kıyamet gezerek gizemli kötümüzü aramak olduğuna karar verir.

Loki Yine Bildiğimiz Gibi
İlk istikametin 2050 yılında kasırga kıyameti olacağına karar verilmesiyle, dönemin güçlü şirketlerinden bir süpermarket zinciri olan Roxxcart’ın içine yol alırlar. Roxxcart ismi size de bir yerden tanıdık geldiyse şaşırmayın. Çizgi romanlardan ve Iron Man 3 filminden şahit olduğumuz Roxxon şirketiyle alakalı olması çok olası.

Alışveriş merkezinde gruplara ayrılan ekibimizden Loki ve B-15, sıradan vatandaş görünümünde saklanan Lady Loki’ye rastlar. Lady Loki vücuttan vücuda geçebilme özelliğiyle Hunter B-15’in vücuduna girer ve Loki ile derin bir sohbete dalarlar. Sohbet sırasında çeşitli vücutlara geçen Lady Loki bir yandan da planını ilmek ilmek işlemeye devam eder.
Lady Loki ile baş başa kalan karakterimiz gerçek amacının Zamanın Koruyucularını alt etmek olduğunu söyler ve ondan yardım ister. Lady Loki açıkça niyetinin bu olmadığını iletir ve planının son noktası olarak TVA’den topladığı zaman sıfırlayıcılarını aynı anda çalıştırır. Bu sırada kaçmak için portal oluşturur ve bizim Loki de en sevdiği şey olan ihanete karşı koymayarak peşinden gider.

Asıl ilgi çekici kısmı ise Lady Loki’nin yaptıkları sonrasında TVA merkezinde tam bir kaos oluşmasıdır. Zaman çizelgesi birden fazla dallanmalara yol açar ve çoklu evren terimini tabiri caizse tescillemiş olur.
Bu dallanmaların yeni olaylara yol açtığı ekranda pek çok gelecek olayı da görebilmek mümkün. İçlerinde 2301’de Vormir’de ve 2004’de ise Asgard’da bir dallanma var. Bunlara ileriki bölümlerde değinilecek olduğunu ya da bir şekilde açıklanacağını düşündüğüm için yorumsuz bırakıyor ve gelecek bölümleri sabırsızlıkla bekliyorum.

Bu arada dizinin bestecisi Natalie Holt’u da tebrik etmeden geçmemek lazım. Dizi hem görsel açıdan hem müzik açısından beni gün geçtikçe etkilemeye devam ediyor. Fantastik içeriklerde kaliteli müzikler dinlemek her hayranın dileğidir büyük ihtimalle. Bu nedenle Natalie Holt’a teşekkür ederek incelemeyi bitirebiliriz.
Bölüm üzerine siz ne düşünüyorsunuz? Bizlerle paylaşmayı unutmayın!