Hepimize sinemayı sevdiren bir yönetmen vardır. Bu insanlara sonsuz teşekkürlerimizi iletmeliyiz. Herkes tarafından adı bilinen usta yönetmenler hakkında çekilen bazı belgeselleri sizler için önereceğim. İki tanesi vefat ettiği için onların hayatı başkaları tarafından anlatmaktadır. Geri kalanını ise kendi ağızlarından dinliyoruz. Sinemaya emek verip belgeseli dahi olmayan yönetmenler için Hollywood’a ne kadar kızsak az olur.

Stanley Kubrick: A Life in Pictures

Sinema tarihi için Stanley Kubrick’ten öncesi ve sonrası diye ayırsak pek yanlış olmaz. Müzik kullanımı için de bu geçerlidir. Fear and Desire ile kariyerine başlayıp Eyes Wide Shut’la kariyeri son bulmuştur. Belgeselde doğumundan ölümüne kadar hayatını izliyoruz. Hem ailesi hem de Hollywood’da çalışan insanlar Kubrick hakkında pek çok şey anlatıyor. Spartacus, A Clockwork Orange, The Shining ve 2001: A Space Odyssey ile sinemaya yeni bir çağ atlatan büyük ustanın hayatını izlerken pişman olmayacaksınız.

• 

Spielberg

Büyük yönetmen Steven Spielberg’in doğumunda şu anki kariyerine kadar olan hayatını kendi anlatımıyla izliyoruz. Fire Light ile sektöre giriş yapıp, 2017 yılına kadar olan filmografisine de göz atmış da oluyoruz. Kariyerinin başlarında Hollywood camiasında pek sevilmeyen Spielberg, her şeye rağmen pes etmedi. Jaws ile adını duyurmaya başardı. E.T., Indiana Jones, Jurassic Park, Schindler’s List, Saving Private Ryan gibi filmlere imzasını attı.

Hitchcock/Truffaut

Ünlü yönetmen François Truffaut ile 1962’de 8 gün boyunca sürdürdüğü röportajdan yola çıkarak oluşturulan ve Truffaut’nun 1966’da yayımladığı Hitchcock/Truffaut adlı kitabını konu alıyor. Bu kitaptan ve Hitchcock’tan fazlasıyla etkilenmiş ünlü yönetmenleri de izliyoruz. Hitchcock olmasaydı şu an sevdiğimiz yönetmenleri ne tanıyor olacaktık ne de filmlerini izleme şansımız olacaktı. Büyük üstada sonsuz teşekkürlerimizi iletmeliyiz.

De Palma

Brian De Palma sinema eğitimi görmüş insanların oluşturduğu Yeni Hollwood jenerasyonunun öncüsü olarak kabul edilir. Çoğunlukla Alfred Hitchcock’un takipçisi olarak bilinir. Kendi hayatını anlattığı bu belgeselde filmlerinin arka planını ve hikayesini izliyoruz. The Wedding Party ile kariyerine başlayıp Scarface, Carrie, Dressed to Kill, The Untouchables, Mission Impossible gibi filmlere imzasını atmıştır.

A Personal Journey with Martin Scorsese Through American Movies

Martin Scorsese’in çocuklukluğundan beri etkilendiği sinemacıları andığı 3 bölümlük belgesel. Kronoloji olarak ilerlemekten çok konu başlıkları altında ilerliyor. Scorsese’in kendi kariyerinin başladığı 70’lere kadar sürüyor. Yönetmen – yapımcı ve stüdyo arasındaki gerilimi işleyen ve bir film çekmenin ne kadar meşakkatli olduğunu anlatan Vincent Minnelli‘nin “The Bad and The Beautiful’uyla” açılıyor. Eski dönem filmlerini seven kişilerin kaçırmaması gerekiyor.

David Lynch: The Art Life

Kendine has bir kitle oluşturmayı başaran yönetmen David Lynch, çocukluk yıllarından günümüze, sanat hayatını ve eserlerini şekillendiren olay ve durumlar üzerine bir içsel yolculuğa çıkarken izleyicilerine de kendi yaratıcı kimliğini oluşturan yaklaşımlarıyla ilgili ipuçları veriyor. Diğer belgesellere göre bu biraz daha farklı. David Lynch’ten normalini beklemek olmaz tabii.

Francis Ford Coppola, George Lucas, Clint Eastwood gibi başarılı yönetmenlerin hayat belgesellerini de önermek isterdim ama ne yazık ki kimse bu işe girişmemiş. İlerleyen dönemlerde umarım çalışmalara başlanır. Şimdilik önereceğim belgeseller bu kadar. Yorumlarınızı bizimle paylaşmayı unutmayın.