Belki de Marvel’ın en çok beklenen serilerinden birisi olan Loki’nin ilk bölümü nihayet severleriyle Disney+’ta buluştu. Yazımızda elbette Infinity War ve Endgame spoilerları olacak.
Infinity War’da bizleri ölümüyle yıktıktan sonra, Endgame’de Avengers’ın geçmişe gittikleri bir sahnede Tesseract ile kaçışına şahit olduğumuz karakterimizin hikayesi de tam da buradan sonrasını anlatıyor.

Endgame ile şahit olduğumuz bu kaçış sahnesi hepimizin bugüne kadar cevabını merak ettiği o soruyu doğuruyor.
Loki nereye gitti? İşte dizi de tam olarak bu sorunun cevabını bizlere vermek üzere sunulmuş. 2012 Avengers’ı dönemindeki kaçak Loki ile Infinity War’da yolculuğuna son verilen Loki, bu dönem içerisinde neler yaşamış bölümler ilerledikçe göreceğiz gibi duruyor.
Pilot Bölümü Spoiler’sız Bakış
Diziyi henüz izlememiş kişiler için ilk bölümü spoilersız açıklamak gerekirse; Loki’nin basit bir olaymış gibi gözüken Tesseract ile kaçmasının aslında evrene büyük etkileri olabileceğine şahit oluyoruz. Bölüm çoğunlukla zaman teması üzerine bize birtakım açıklamalarda bulunuyor.
Her hayranın kafasında kalan Multiverse soru işaretlerine çözüm üretmek için akıllıca bir yol seçen Marvel, ortalığı karıştırması için en doğru karakter olan yaramaz, işgüzar ve akıllı yarı tanrı Loki’yi seçmiş. Bölüm boyunca da gördüğümüz üzere, kaos yaratma ve kendini bu kaostan sıyırmak için en uygun karakter olduğu aşikar.

Bölümün bizlere bıraktığı pek çok sorunun yanında, yeni ve üzerine teoriler üretilecek karakterleri eklemeyi de eksik etmemişler sağ olsunlar. Dizi süresince karşımıza çıkardıkları semboller, ortaya önemsizmişçesine atılan isimler ve daha nice gönderme de teori kanallarına şimdiden içerik çıkarmış gibi duruyor.
Spoiler vermeden dizinin ilk bölümü hakkında bilgi vermek çok zor. Dizi, bir pilot bölümü için çok hızlı başlıyor. Ayrıca bir Marvel dizisi için oldukça farklı renk skalasına, mod değişimine ve ciddiyete sahip.

İnsanı içine çeken Tom Hiddleston oyunculuğunun yanında, karakterin derinliklerine inildiği önemli sahneler de bulunuyor. Bir bölüme tonlarca şey sığdıran Loki, benim için Marvel’ın en iyi pilot bölümü olarak yerini aldı bile.
Dizinin yeni bölümlerinin her hafta Çarşamba günleri çıkması da diğer Marvel dizilerinden farklı olarak karakterimizin yaramaz ve değişken kişiliğinin bir sembolü olabilir diye düşünüyorum.
Loki’nin evrenine ve karakterin derinliklerine inen bu macera dolu yeni seriyi kaçırmayın derim.

Yazının bu kısmından sonrası Spoiler içerir!
Hangi Zaman Diliminde?
Loki’nin Tesseract ile kaybolduğu malum The Avengers filminin tarihi 2012 olarak bilinmekteydi zaten. Fakat bilmediğimiz şey Loki’nin o sekanstan sonra nereye gittiğiydi.
The Ancient One’ın da Endgame’de bahsettiği üzere sonsuzluk taşlarının alınması zaman üzerinde çoklu evren dediğimiz dallanmaların oluşmasına sebep oluyor. Fakat Avengers ekibi aldığı her taşı yerine geri götürerek bu dallanmaların önüne geçmiş oldu. Loki ise bunları bilmeden aldığı Tesseract ile zaman üzerinde yeni bir dal oluşturarak, bilinen zamanın dışında yeni bir zaman çizelgesi yaratmış oldu. İşte tam da burada TVA (Time Variance Authority) dediğimiz, zamanı kontrol ve organize eden bir kuruluş işin içine giriyor.

Zamanın düzeninden sorumlu olan bu kurum ve görevlileri, (Loki dahil) zamanın gidişatını bozan pek çok varlığı da tabiri caizse mahkemelerinde yargılayıp, cezalarına karar veriyor. Aynı zamanda kişiyi yaratılıştan silme gibi bir güce de sahip oldukları için karşı çıkmak pek mümkün durmuyor gibi.
Tüm bunları bölümü izlerken anlamakta zorlanabiliriz diye bir de Miss Minutes tarafından anlatılan animasyon versiyonuyla TVA’in nasıl bir kuruluş olduğunu, Time Keeper’ları ve daha bir sürü bilgiyi de öğrenmiş oluyoruz. Fakat bu animasyon sırasında dikkat çeken birkaç ögeyi de görmezden gelemeyiz.

Zamanda dallanmanın anlatıldığı esnada Miss Minutes’ın aynı cümle içerisinde Nexus, Multiverse ve Madness kelimelerini kullanması da dikkatlerden kaçmamış.
Belirlenen zamandan dışarı çıkmanın bir “Nexus” etkisi yaratabileceğini, bu etkinin kontrolsüz kalması durumunda “delilik” (madness) yani başa çıkılamayacak derecede çeşitli dallanmaların oluşabileceğini ve de bu dalların çoklu evrene (multiverse) yol açabileceğini söylüyor. Bu kelimelerin aynı cümlede art arda kullanılması ise Doctor Strange’in gelecek filmi olan Multiverse of Madness ile bağdaştırılabileceği düşünülüyor.

Nexus tanımı WandaVision’da harika işlenmiş Scarlet Witch karakterimiz gibi olan kişiler için kullanılabiliyor. “Zaman çizgisiyle oynayabilen ve şekillendirebilen kişi” olarak da açıklanabilir. Tabii ki zamanın şekillendirilmesi çeşitli problemler ve çoklu evrenler yaratabileceği içi buna delilik denmesi çok yerinde olmuş bence.

WandaVision dizisinin bir şekilde Doctor Strange’in gelecek filmine bağlanacağından haberdardık. Fakat Loki’nin ilk bölümünü izlediğimizde bu karakterimizin yol açtığı veya açacağı birkaç olayın da Strange’e bağlandığını görürsek şaşırmayız.
Loki dizisinin yazarı Michael Waldron, aynı zamanda Dr. Strange’in de senaryo yazarı olduğu için bu iki içeriğin bir şekilde birbirlerine göndermelerde bulunmaları pek de sürpriz olmaz gibi duruyor.

Gözden Kaçırılabilecek Detaylar
Bir Marvel içeriğinin olmazsa olmazı nedir? Şakalar? Hayır. Göndermeler? Hayır. Akıl almaz savaş sahneleri? Hayır.
Tabii ki de Stan Lee cameo’su…
Ne kadar doğru bilmiyoruz fakat bir hayran tarafından keşfedilen, TVA’in mahkeme duvarlarındaki yargıçlardan en alttaki kişinin genç Stan Lee olduğu söyleniyor.

“This place is a Nightmare.”
“That’s another department.”
Nightmare confir—yok yok. Hiçbir şeye teori üretmemeyi WandaVision ile öğrendik. Fakat yine de Dr Strange’in yeni filminin kötü karakteri olabileceği konuşulan Nightmare’ın, WandaVision göndermeleri başta olmak üzere, Loki’de de ismen geçmesini göz ardı etmeyelim dedik. Ne yazık ki hiçbir kesinliği yok ve öğrenmek için filmin çıkmasını beklememiz gerekiyor.
Loki yıllardır süregelen bir Amerikan gizemine MCU evreninde açıklık getirdi. 1971 yılında ABD’deki bir yolcu uçağının soygun için kaçırılması ve ardından aldığı paralar ile uçaktan paraşüt ile kaçan soyguncudan geriye deniz kenarında bulunan paraların kalması, tarihte çözülemeyen olaylar arasına girmiştir.
Soyguncunun ismi (D.B. Cooper) ve robot çizimi haricinde ufak tefek bilgiler edinilse de uçaktan düştüğü yerin tam olarak belirlenememesi olayı daha gizemli hale getirmiştir.

Dizide ise Loki’nin geçmişini inceledikleri sırada D.B. Cooper’ın aslında Loki olduğunu ve Thor ile girdikleri bir iddiayı kaybetmesi sonucunda böyle bir soyguna dahil olduğuna dair kısa bir kesit görüyoruz. Hatta ve hatta uçaktan atladığı kısımdan sonra soyguncunun bulunamamasının nedenini de Loki’yi, Heimdall’ın Bifrost’u kullanarak çekmesiyle açıklamışlar. Bana kalırsa dizinin bunca büyük olay arasında bu kadar güzel ve keyifli bir detayı bu derece iyi yedirebilmesi, Marvel’ın bütünüyle bir evren üretmekte ne kadar iyi konuma geldiğini gösterir.

Uğruna ne canlar feda edilen sonsuzluk taşları TVA’de kağıtlara ağırlık olarak kullanılıyormuş… TVA’deki konumundan kaçmak için Tesseract’i arayan Loki’nin çekmecedeki sonsuzluk taşlarını gördüğü sıradaki tepkisiyse hepimizi temsil ediyor diyebiliriz.

Sırada Ne Var?
Dolu dolu geçen bir ilk bölümün ardından gelecek bölüm için oldukça heyecanlıyım. Bana havasıyla Sci-fi bir Mindhunter’ı ve yer yer Watchmen dizisini anımsatan bu ilk bölüm, diğer bölümleri sabırsızlıkla beklememe yol açtı.
Dizinin ilk bölümünde bir dosyanın üzerinde fark edildiği üzere Loki’nin cinsiyetinin değişken olarak tanımlanmasıyla, dizide Loki’nin farklı varyasyonlarının görüleceği de söylentilerin arasında. Çoğunlukla Lady Loki’nin bu konuşmalarda geçtiğini de söylemeden edemeyeceğim. Hatta bölümün sonunda görünen 1858’den çıkan gizemli kötümüzün de Lady Loki olduğu düşünülüyor.

Tüm bunları öğrenmek için dizinin gelecek bölümünü beklemekten başka bir çaremiz yok. Her Çarşamba çıkan Loki’yi sabırsızlıkla bekliyor ve neler olacağını merak ediyoruz.
Sizler diziyi nasıl buldunuz? Bizlerle paylaşabilirsiniz 🙂