Dorohedoro, internette karşıma çıkıp sırf garipliklerle dayanıp döşenmiş gibi duruyor olduğundan ilgimi uyandıran bir animeydi. İzlediğimde ise anime, beklediğimden daha çok garipliği ve üzerimde yarattığı izlenimden çok daha fazlasını bana verdi.

Bir garip anime
Orijinalinde Kyu Hayashida isimli hanımefendinin ellerinden çıkmış bir manga olan Dorohedoro, yemek yemeye bayılan kertenkele kafalı bir karakterin başından geçen olayları merkezine alıyor. Caiman isimli bu karakter kafasını kimin bu hale getirdiğini bilmiyor, daha önce kim olduğunu hatırlamıyor. Caiman’ın sivri dişli kertenkele ağzının içinde ise bir adam yaşıyor. Kertenkele, kurbanlarının kafasını tamamen dişlerinin arasına aldığında kurbanları bu kim olduğu belirsiz adamla burun buruna geliyorlar… Caiman bir sihir sonucu bu hale geldiğini düşündüğünden bu kurbanlar genellikle sihirbazlardan oluşuyor.
Animenin ilk birkaç dakikasında bu gariplikler soğuk su gibi yüzünüze çarpıyor ve büyük bir gizem duygusunu aşılıyor size. Caiman’ın amacı kendisini hangi sihirbazın bu hale getirdiğini bulmak. Yanında animede Caiman kadar büyük bir yer kaplayan diğer karakter Nikaido ona eşlik ediyor.
İki farklı dünya
Caiman ve Nikaido ”Hole” isimli sıradan insanların yaşadığı bir yerin sakinleri. Ancak bir kapının ardında, tamamen farklı bir dünya olan sihirbazların dünyası uzanıyor. Hole’un sakin ve hatta sönük diyebileceğiniz dinamiğine tamamen ters düşen bir yer sihirbazların dünyası. Tuhaf maskeleriyle daima bir cadılar bayramı havası taşıyor buram buram.
Tuhaf maskeler takan, her biri ayrı ayrı ilgi çekici bir grup sihirbaz da bu ikiliyi arıyorlar. Tahmin edersiniz ki bu iki karakterin yolları da steampunkı andıran, buram buram tehlike kokan, tuhaf maskeli sihirbazların kol gezdiği diğer evrene düşüyor.
Demin bahsettiğim gibi iki farklı evreni işleyen anime, yaptığı diğer her şey gibi bu iki evreni de büyük bir başarıyla inşa ediyor. Tüm tuğlaları gözlerinizin önünde üst üste koyup bir ev yapıyor ve öyle benimsiyorsunuz ki orada daha önce de hep bir ev olduğuna ikna oluyorsunuz, o dünyanın içine giriyorsunuz.
Son zamanlarda izlediğim en özgün işlerden biri olduğunu söyleyebilirim. Bu animeyi izlemek tıpkı Hideo Kojima’nın kafasının içindeki odacıklarda ev turuna çıkmak gibiydi. Rick and Morty’deki paralel evrenlerinin en tuhafını ziyaret etmek gibiydi. Bu deneyimi size tam olarak nasıl tarif edeceğimi bilemiyorum, benzersizdi. Övmelere doyamadığım bir diğer nokta ise muhteşem çizimleri.
Her bir kare öyle ayrıntılı çizilmiş, öyle harika görünüyor ki zaman zaman durdurup incelemekten kendimi alamadım. Tam bir şölen. Hayranlıktan küçük dilimi yuta yuta takip ettim her bir kareyi. Dorohedoro’nun yarattığı dünyaları bu kadar canlı tutma başarısında çizimlerinin de çok büyük payı var diye düşünüyorum.
İlk başta giysilerinizle dereye atlamışsınız gibi bir his yaratıyor üzerinizde, ilk bölümün sadece birkaç dakikasını izlediğinizde dahi ben anlayacağınızı düşünüyorum. Kısaca görsel olarak, karakterler olarak, hikaye ve evreni olarak, kan ve vahşet içeriği olarak olabileceğimden daha fazla tatmin oldum. Dorohedoro bana hepsini beni asla rahatsız etmeden, aşırıya kaçmadan adeta nazikçe aşılayarak verdi.
Sırf garip olduğu için başına oturduğum anime kesinlikle en sevdiklerim ve tekrar izleyeceklerim arasındaki yerini aldı. Netflix’te toplamda 12 bölümden oluşan ilk sezonunu bulabilirsiniz. İkinci sezonunu dört gözle bekliyorum.
Caiman ve Nikaido gerçekten derinliği olan karakterler. Onların yaşadığına inanıyorsunuz izlerken kafanızda. Sonlara doğru özellikle Nikaidonun karakterindeki gelişim ve değişim çok güzeldi. Netflix’in en kaliteli kataloğa sahip kategorisi kesinlikle Anime bölümü. Neredeyse hepsi ciddi anlamda kaliteli. İkinci sezonu bende heyecanla bekliyorum ama kesin gelir mi bilemiyorum. Umarım gelir. Ayrıca daha çok anime incelemesi görmek istiyoruz burada. Teşekkürler.
BeğenBeğen