The Midnight Gospel
The Midnight Gospel, içinde Adventure Time’ın yaratıcısı Pendleton Ward’ın parmağı olmasıyla dikkatimi çeken yetişkinlere yönelik bir çizgi dizi.
İlk bölümünü izlediğimde oldukça ağır ve izlemesi zorlayıcı bulduğum Midnight Gospel devam ettikçe kafamda belli bir form oluşturup zevk aldığım, düşündüğüm, içinde kaybolduğum 20 dakikalık sekanslara dönüştü.
Her bölümde Clancy ile birlikte ikinci el bir evren simülatörü sayesinde çeşitli, ayrıntılarla dolu yepyeni evrenlere yolculuk ediyorsunuz. Clancy, bu evrenin sakinleri ile sohbet edip röportajlar yapıyor, çeşitli konseptler üzerine konuşuyor. Onlar konuşurken arkaplan nefes almaya devam ediyor ve birbirinden yaratıcı görselliklerle dolu olayları da takip ediyorsunuz.
Altyazı takip etmek, arkada dolup taşan olanları seyretmek ve karakterler arasında neredeyse gözle görüp elle tutabileceğiniz fikir alışverişini izlemek elbette biraz zorlayıcı gelebiliyor zaman zaman. Tamamen odaklandığınızda ve kendinizi o evrenin bir parçası olduğunuzu düşündüğünüzde ise bu zorlayıcılık çok rahatlatıcı bir meditasyona bile dönüşebiliyor. Gözlerim rengarenk görseller arasında gidip gelirken fikirlerin ve konseptlerin zihnimi gıdıklamasını oldukça rahatlatıcı buldum.
İzlerken arada bir durdurup kaçırdığım şeyler olduğunu düşünerek sürekli geri gittim. Çünkü anlaşılacağı üzere ekranda takip etmeniz gereken çok fazla şey var ve her birinin büyüsüne kapılıp diğer bir şeyi kaçırmanız çok olası. Bazen arkadaki olay akışı beni götürüyordu ve konuşulanları kaçırıyordum veya dinlediğim konuşma beni düşüncelere sürüklüyordu, bu da olan biteni kaçırmama sebep oluyordu. Yine de aralarında akıcı bir ritim olduğunu da belirtmem gerekir.
Herkese gönül rahatlığı ile tavsiye edeceğimi ne yazık ki söyleyemeyeceğim. Ölüm, uyuşturucu, felsefe, varoluşlar sorunlar üzerine bir podcast dinlemek, bu sırada da durmaksızın akan olağanüstü olay örgülerini takip etmek sizin için kulağa hoş geliyorsa, işte o zaman The Midnight Gospel’i izlemelisiniz.
Solar Opposites
Rick and Morty’nin yaratıcılarından Justin Roiland’ın Hulu ile yaptığı dizisi Solar Opposites hafif bir yemek yemişim gibi tamı tamına doyuran ve izlerken epey eğlendiğim yeni bir çizgi dizi.
Gezegenlerini terkedip dünyaya sığınan ve insanların arasında yaşamak, onların hayatlarına uyum sağlamak zorunda kalan bir uzaylı ailesini konu ediniyor Solar Opposites. Rick and Morty’i sevdiyseniz, bu dizinin de o tanıdık gelen enerjisi damağınızda hoş bir tat bırakıp size 8 bölümlük bir eğlence sunacaktır. Birbirine zıt ve sürekli sürtüşen karakterlerin bu kadar dengeli işlenişini görmek oldukça keyifli.
Ortalama, keyifli vakit geçirmek ve absürt maceralara atılmak için birebir diyebileceğim çizgi dizinin en güzel yanı, yan bir hikaye olarak işlenen Snowpiercer benzeri duvar hikayesi. Sırf bu hikayenin işlendiği ve boyutlandırıldığı, ona ayrılan 7. bölümü için bile izlenilir olduğunu düşünüyorum. Dizinin geri kalanını çerezlik olarak nitelendirsem de duvar hikayesi bu ortalama dizinin içinde bir inci tanesi gibi parıldıyor.
Sonuç olarak…
Bu sıkıcı, evlere tıkılıp kaldığımız karantina günlerinde bu iki çizgi dizi bir nebze olsun içine hapsolduğum durağanlığı hareketlendrdi ve yüzümü güldürdü. Sizlerin de bir şans vermesini çok isterim.