Seçimlerimizle oyunu değiştiyoruz: Detroit: Become Human

Oyuncular olarak seçimlerimizin oyunu etkilemesini her zaman istemişizdir. Kimi zaman etkilediğimizi sanırken sadece gösterişte etkilediğimizi, kimi zaman da sadece belli birkaç şeyi gerçekten etkilediğimizi fark ederiz ve onlarla yetinmeye çalışırız. Peki ya Detroit: Become Human hangisine girer? İkisine de girmez, neden mi? Detroit: Become Human gerçekten seçimlerimize değer veriyor ve sonuçlarının ağırlığını size fazlasıyla hissettiriyor.

Telltale Games yüzünden interaktif film tarzı oyunların adı lekelendi. Boş seçimler yapıyoruz, sol üst köşede “Henry bunu hatırlayacak” yazıyor ve oyunu etkiledik zannediyoruz. AMA DURUN! Quantic Dream, kendi oyun türünü tekrar yükseltmek için geri dönüyor, hem de bomba gibi geliyor. Pixar animasyonlarının görselliği kalitesinde androidleri tema alan ciddi bir film düşünün. Temposu hiç düşmeyen, sürekli meraklandıran, şaşırtan, heyecanlandıran bir yapıda olduğunu hayal edin ve filmin size sorular sorduğunu düşünün. Bu soruları her gördüğünüzde o kadar çok baskı hissedeceksiniz ki… acaba hangisi doğru? Bunu seçsem herkesi kurtarabilir miyim? Üzgünüm ama doğru bir yanıt yok, her seçimin kendince haklı ve haksız sebepleri var. Ne yaparsanız yapın, pişman olmayacağınız seçimler yapın. İşte Detroit: Become Human tam olarak da böyle bir oyun. Black Mirror Bandersnatch‘in berbat ve ucuz seçimlerinden etkilenen insanlar, harika bir oyun olan Detroit: Become Human’ı görseler ne kadar şaşırırlar merak ediyorum doğrusu.

“Hi my name is Connor, I am the android sent by cyberlife”

3 ana karakterimiz var. Hepsi de android ve kendi dünyalarındaki en alt sınıfa aitler. Irkçılığın gayet yasal olduğu, insanların androidlerden nefret ettiği bir evreni var Detroit’in. Bu bahsettiğim yasal ırkçılık beni sık sık şaşırtmayı başardı. Otobüslerin arka tarafında ayrı bir bölme olduğunu ve androidlerin sadece o bölmeye bindiğini görünce şok oldum. İnsanlarla aynı bölmede yolculuk etmenize izin vermiyorlar. Bunun dışında insanların iş imkanlarını azalttığımız gerekçesiyle insanlar bize saldırıyor, zorbalık ediyor. Oyunu oynadıkça daha ne kadar ayrımcılık göreceğim diye merak etmeden duramadım.

Detroit: Become Human, 3 ayrı karakterle hikayeyi eş zamanlı öyle güzel ilerletiyor ki nefes almayı unuttuğunuz anlar oluyor. Karakterler birbirinden kopuk iken en doğru anlarda hikayeleri kesişiyor ve oyunun heyecanını kat ve kat artıyor. Kimin insanlara baş kaldıracağını, kimin insanların tarafında olacağını siz belirliyorsunuz. Seçenekleriniz çok fazla olmasına rağmen, harita gezmenize ve diyalog seçimlerinize göre daha da fazla seçenek açılabiliyor. O yüzden dikkatli oynamalısınız.

Oyunun en güzel kısmını henüz sizinle paylaşmadım. Animasyonlar, sinematografi, seslendirme çok üst düzeyde ve bunu daha oyunun ilk dakikasında hissediyorsunuz. David Cage, müthiş bir iş çıkarmış. Her bir detayı özenle hazırladığını anlayabiliyorsunuz. Atmosferi de çok özenle hazırlanmış olduğunu söylemeliyim. Şehir sizi sürekli çelişkide bırakıyor. O gizemli ve teknolojik görüntüsünü sürekli koruyor. Androildler insan mı yoksa insanların düşmanı mı? Kimlere güvenebiliriz? Her insan androidlerin ölmesini mi istiyor?

Müziklere değinmeden de olmaz, Kara’nın tema müziğini her duyduğunuzda farklı hissedeceğinizi söylesem bana ne kadar inanırdınız?

Detroit: Become Human, heyecanlandıran olay örgüsünü ve ilgi çekici karakterlerini temeline koyarak üzerine güzel bir oynanış inşa ediyor. Bu oynanış tabii ki diğer oyunlara göre daha kısıtlı olsa da kendi türünde bir hayli yenilikçi ve çeşitli diyebiliriz. Seçimlerin gerçekten değerli olması, sizi sık sık düşünmeye itmesi, ne yapacağınız konusunda net bir karar vermenin neredeyse imkansız olması, onu çok iyi bir oyun yapıyor. Türü sevin, sevmeyin. Detroit: Become Human herkes tarafından oynanması ve deneyimlenmesi gerekiyor. Son olarak sizi uyaralım! Bazı kararlarınızın sonucu çok ağır olabilir, bu bedeli öderken uzun süre kendinize gelemeyebilirsiniz.

Seçimlerimizle oyunu değiştiyoruz: Detroit: Become Human” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.