Hi-Fi Rush: Yılın İlk Sürprizi

Xbox & Bethesda 25 Ocak 2023’te bir etkinlik düzenledi ve tam 5 oyundan bahsetti. Forza Motorsport, Redfall, Minecraft Legends, The Elder Scrolls Online – Necrom ve Hi-Fi Rush. Hi-Fi Rush içlerinde en ilginç olanıydı, oyunu ilk defa gösterdiler ve tam sürüm olarak anında çıktı. Etkinlik bittikten birkaç saat sonra oynayabilirsiniz dediler. The Evil Within ve Ghostwire: Tokyo gibi korku oyunlarından tanıdığımız Tango Gameworks’ün eğlenceli çizgi filmimsi bir oyunla gelmesi bir hayli şaşırtıcı.

Oyunlarda çizgi filmimsi görsel tarz pek hoşuma gitmese de yeni ve farklı bir oyun olmasından dolayı denemek istedim. Aslında görsel tarzı dışında ritim oyunu olmasına da ön yargılıydım. Farklı bir oyun yapalım denince akla ilk gelen şeylerden biri de müzik ile uyumlu oyun yapmak oluyor. Tüm oyunu bunun üstüne kurduğunda kendini kolayca ayrıştırıyor. Fikir olarak fena olmasa da uygulamada biraz sıkıcı oluyor. O yüzden bu tarz oyunlar pek hoşuma gitmiyor. Lakin bütün bu ön yargılarıma rağmen oyuna girdim ve inanılmaz eğlendim. Üstelik oyuna girdiğimde modum çok düşüktü, buna rağmen beni eğlendirmeyi başardı.

Olayların Başlangıcı Chai ve Kedi 808

En büyük hayali rock yıldızı olmak olan ana karakterimiz Chai, kolu incindiği için Vandelay şirketine gelir. Yeni kol ameliyatı olacağı sırada kendi müzikçaları olaylara dahil olur. Kalbine yanlışlıkla bir müzikçalar takılınca Chai, artık “kusurlu” olarak damgalanır. Şirket güvenliği Chai yakalamak ister, çünkü kusurlu ürünler şirketin prestijine zarar verecektir. Kalbinde müzikçalar olan Chai; ayağıyla, eliyle ve kafasıyla sürekli ritim tutmaya başlar. Karakter, dünya ve aksiyon tamamen müzikle senkronize olur. Buradan kurtulmaya çalışırken gizemli bir kediyle tanışırız ve ardından yeni dostumuzla bu mega şirketin derinliklerine doğru maceraya çıkarız.

Ben ekibin tamamını çok sevdim. Ana karakter Chai, genç bir Peter Parker’ı anımsatıyor. Klasik komik bir çizgi film/anime ana karakteri gibi ama o kadar doğal ve eğlenceli ki hiç sıkıcı gelmiyor. Teknolojiden iyi anlayan ve şakalardan bıkan ablamız Peppermint, kaslı ama şiddete karşı çıkan iri abimiz Macaron ve nazik komik robot CNMN da oldukça klişe karakterler. Ama hepsinin kendince özgün bir katmanı var. O derinlik sayesinde kendileri ayrıştırıyorlar, Uncharted oyunlarındaki gibi karakterlere karşı samimi hissediyorsunuz. Oyunun çizgi filmindeki tonla birlikte bu karakterler beni sık sık güldürdü.

Müzik ile Senkronize Oynanış ve Dünya

Hi-Fi Rush müzik üzerine temellerini kursa da sürekli ritme uygun olarak oynamanızı şart koşmuyor. Bence bu çok iyi bir şey, benim ön yargım tamamen bunla ilgiliydi. En ufak yanlışta, zamanlama hatasında büyük bir cezalandırma olacağından korkuyordum. Bazı Quick Time Event sahnelerinde öyle olsa da oyunun genelinde bu yok. Ritme uyumlu şekilde dövüşürseniz daha fazla hasar veriyorsunuz ve yandaki skorunuz da daha yüksek oluyor. Siz ritme uyumlu tuşlara bastıkça ekstra ses efektleri de çıkıyor, müziğe ekstra olarak kendi ritminizi yaratıyorsunuz. Oyunu oynadıkça gitgide daha da ritme ayak uyduruyor ve daha iyi kombolar ortaya çıkarıyorsunuz. Oyunun en sevdiğim taraflarından biri bu oldu. Öğrenmesi kolay ama ustalaşması vakit alan bir oynanışı var. Oynanış sürekli derinleşiyor. Yani bu bir ritim oyunu diye çekiniyorsanız, çekinmenize gerek yok. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim Hi-Fi Rush çok iyi bir aksiyon oyunu.

Oynanıştan sinematiğe harika geçiş

Müziğin ritmini olabildiğince hissedebilmemiz için çevredeki çoğu nesneyi, ana karakterin animasyonlarını, düşmanların animasyonlarını ve oyunun arayüzünü ritme uyumlu yapmışlar. Tüm oyun sanki dans ediyor, sizinle birlikte nefes alıp veriyor. BUNA BAYILDIM. Her bölümün kendi görsel teması ve müziği var. Ana tema müziği genelde çalsa da her bölümün belli kısımlarında müzik değişiyor dolayısıyla her bölümün kendine has bir ritmi olduğunu hissediyorsunuz. Bu sayede her bölüm kendini farklı ve özgün hissettiriyor.

Komboyu tamamlamak için ekledikleri dokunuş, oynanış için çok hoş olmuş. Yukarıdaki gifte de gördüğünüz gibi komboyu tamamlamadan önce son tuştan önce kırmızı bir halka çıkıyor, eğer onu yeşil halkaya yakınken senkronize ettirebilirsiniz komboyu tamamlıyorsunuz ve arkanıza yaslanıp şahane animasyonların keyfini çıkarıyorsunuz.

Çılgınca Çeşitlilik

Oyunu sıkılmadan büyük bir keyifle oynamamın yegane sebebi çeşitlilikti. Oyunun en başından en sonuna kadar oyun size yeni bir kombo, yeni düşman ve yeni mekanikler veriyor. Asla durmuyor, bunlar delirmiş. 100 saatlik bir açık dünyada bu kadar çeşitlilik var mıdır bilmiyorum. Bu kadar çeşitliliğe gerek var mıydı bilmiyorum? Ama harika olmuş. Birbirinden farklı çok fazla boss var ve bossların bir sürü fazları var. Hepsinin ayrı animasyonu ve ayrı modeli var. VE EVET, bu bosslar da ritme uyumlu hareket ediyor. Çıldırırsınız, bunca şeyi nasıl yapmışlar bilmiyorum. Oyundan beklentim daha küçük ölçekli bir oyun olmasıydı ama oyunun görüntüsü sizi aldatmasın. Oyunun üstüne çok fazla uğraşılmış, 2017 yılından beri bu oyun üstüne çalışmışlar. Son zamanlarda oynadığım oyunlar arasında en kaliteli içeriğe sahip oyun buydu. Oynanış süresi/kalite oranı yapsak, sunduğu 10-12 saati aşırı çeşitli ve kaliteli içerikle doldurduğunu söyleyebilirim. Birbirinin kopyası bir şeyle karşılaşmıyorsunuz.

Siz de benim gibi formule sadık hissettiren ruhsuz açık dünyalardan sıkıldıysanız Hi-Fi Rush’a bayılacaksınız. Müzikli oyun diye hemen ruha sahip bir oyun etiketi yapıştırdığımı düşünmeyin. Aslında eski oyunlar gibi ilerliyor, oldukça çizgisel. Müthiş bölüm tasarımlarına sahip, orada burada toplanabilir bir şey var mı diye geziniyorsunuz. Oyun, oynamaya devam etmeniz için sizi ikna etmeyi başarıyor. Çünkü oyuna güveniyorsunuz, ben bunu oynarsam bana mutlaka ilerde yeni bir şey verecek, farklı bir yetenek, farklı bir boss veya farklı bir bölüm gelecek. Yeni bir içerik geleceğine emin olarak oynuyorsunuz. Bunların yanı sıra karakterlerin güzelliğiyle oyunun eğlenceli tonu birleşince ortaya harika bir şey çıkıyor. Oyunun eski PS2 oyunlarına benzemesinden midir bilinmez ama ben oynarken çok nostaljik hissettim. Çocuk gibi eğlenerek oynadım. Oyunu bitirmek için değil sırf eğlendiğim için oynadım…

Oyunun Eğlenceli Tonu Ne?

Sinematiklerin bazıları direkt çizgi film şeklinde ve izlemesi çok keyifli. Hatta 12 bölümlük animasyon olsaydı ben oturur başına izlerdim. Ama asıl bahsettiğim nokta sinematikler değil. NPC’ler ve düşmanlar. Şirkette bir sürü robot çalışıyor ve kendi aralarındaki konuşmalara şahit oluyorsunuz. Bazıları da kendi kendine şikayet ediyor. Ek mesailerden bıktım, maaşımı yatırmadılar, çok çalışıyoruz gibi şikayetlerini dinliyorsunuz. Robotlardan bunları duymak kulağa komik geliyor. Başka bir örnek: Oyun boyunca dedektif gibi takılan ikiliyle karşılaşıyorsunuz, kendi aralarında gizemli konuşup olay mahallini inceliyorlar. (The Evil Within referansı) NPC’lere vurduğunuzda da hepsi farklı bir şey söylüyor. Düşmanların da kendince bir şapşallıkları var. Daha fazla örnek vermeyim, kendiniz keşfedersiniz. Bütün bu yan şeyler birleşince oyunun genel tonu oldukça eğlenceli oluyor.

Şahane Müzikler

Müziklerin hepsine aşırı bayıldım. Bu yazıyı yazarken müzikleri dinlemeye devam ettim. Hi-Fi Rush’ın orijinal kendi müzikleri de var, başka sanatçılara ait daha önce çıkmış şarkılar da var. Müziklerin oyun boyunca çaldığını düşünürsek kafa yormaması büyük bir başarı. Ana tema dışında en çok beğendiğim müziklerden biri bölümlerin başlarında Peppermint görevimizi özetlerken çalan Mission Report müziği. Diğer bir en sevdiğim müzik de final kısımdan önce çalan Surfacing’di.

Mutlaka Oynayın

Normalde şu tarz oyunlar size hitap ediyorsa buna da bakabilirsiniz şeklinde yazıyı tamamlıyorum ama nadiren de olsa bazı istisnalarla karşılaşabiliyoruz. Bu oyunu herkese öneriyorum. Mutlaka denemenizi tavsiye ediyorum. Sonuçta oyun Game Pass‘te var. 30TL‘ye oyunu oynayabilirsiniz, ben de Game Pass’ten oynadım. Hi-Fi Rush gibi şahane bir oyunu kesinlikle kaçırmayın, imkanınız varsa gamepad ile oynayın.

Ana Tema Müziği

Tango Softworks ile sonunda yıldızım barıştı. Korku oyunlarına yeni yeni giriyorum, The Evil Within serisini denedim ve bana hiç hitap etmedi. Üstüne Ghostwire Tokyo ilginç fragmanlarına rağmen çok bayık bir oyun olarak çıkınca Tango Softworks’ten uzak durma kararı almıştım. Hi-Fi Rush gibi muazzam bir oyunla dönmelerini beklemiyordum. Oyun, tabii ki dünyanın en iyi oyunu değil. Ama şu dönemde gerçekten saf eğlence vadeden ve bol bol çeşitlilik sunan nadir oyunlardan. Xbox kanadında bana hitap eden nadir oyunlardan biri oldu. Modumun düşük olduğu bu dönemde bana çok iyi geldi, ihtiyacım olan her şeyi verdi. Umarım size de iyi gelir.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.