Birkaç yıl önce sızan videolarda yüksek bütçeli bir Harry Potter oyunu görmüştük. Daha sonrasında oyun resmi olarak Hogwarts Legacy adıyla duyurulduğunda aşırı heyecanlanmıştık. Ama herkes gibi kafamızda bazı soru işaretleri vardı? Avalanche Software kimdi? Daha önce hangi oyunları yapmıştı?

Pardon Siz Kimsiniz?
İlk etapta sizin de aklınıza Just Cause oyunları gelebilir. Yalnız onlar başka şirket, onların adı Avalanche Studios Group. Hogwarts Legacy’i geliştirenler ise Avalanche Software. Bu stüdyo daha önce Disney‘in altındaymış sonrasında Disney oyun sektöründen uzaklaştığında şirketi Warner Bros’a devretmiş. Peki hangi oyunları yapmışlar? Toy Story ve Cars serilerinin film oyunlarını yapmışlar, Hannah Montana oyunu yapmışlar, ayrıca Disney Infinity serisini de geliştirmişler. Yani geçmişleri pek parlak değil. Warner Bros 2017’de şirketi alır almaz Hogwarts Legacy’nin başına oturtmuş. Evet, geçmişte yaptıkları oyunlar göz kamaştırıcı olmayabilir ama belli ki lisanslı oyun yapmak konusunda deneyimliler. Peki bu deneyim, modern ve kaliteli bir Harry Potter oyunu yapmaya yetebilmiş mi? Hadi inceleyelim.

Hogwarts Legacy Nedir?
Hogwarts Legacy, açık dünyada geçen bir aksiyon rol yapma oyunu. Harry Potter’dan yaklaşık 100 yıl öncesini konu alıyor. Kısa bir genel bakış yapacak olursak: Oyunun mekan tasarımlarını ve atmosferini çok beğendim. Filmdeki ve kitaplardaki büyüleyici mekanları oyuna yansıtabilmişler. Çevre animasyonlarıyla birlikte harika olmuş. Lakin oyunun monoton hikaye sunumu, kopyala-yapıştır görevleri, 10-15 saatlik öğretici kısımları, yüzeysel rol yapma unsurları ve sıradan yan karakterleri çok olmamış. Hogwarts Legacy, oyun tasarımı anlamında çok eski kafalı bir oyun, yaklaşık 10 sene geriden gelen bir tasarım anlayışı var. Oyunu geliştirenler evreni çok iyi anlamışlar ve özümsemişler, görsel anlamda bu çok belli. Evreni oyunlaştırma konusunda ise pek yaratıcı olamamışlar. Bazı şeylerde güzel denemeleri var ama temelinde klişe şeylerle karşımıza çıkıyor. O yüzden bu oyun için en uygun başlık Eski ama Büyüleyici.

Vasat Hikaye (Spoilersız)
Güzel ve detaylı bir karakter yaratma ekranında karakterinizi tasarlıyorsunuz. Sonrasında karakteriniz okula 15 yaşında yani 5. sınıfta başlıyor. Ancient Magic‘i görebilen özel bir öğrenciyiz ve hikaye bizim etrafımızda şekilleniyor. İsyan lideri goblin Ranrok, kadim bir gücün peşine düşmüş. Peşinde olduğu gizemli güçle bağlantılı olduğumuz için onu engelleyebilecek tek kişi biziz. Ranrok’tan önce bu gizemin perdelerini aralamaya çalışıyoruz. Öğretmenler ve öğrenciler de Hogwarts’ın gizemini çözmemizde bize yardımcı olmaya çalışıyor. Oyunun hikayesini başta fena bulmadım ama sonrasında gereksiz fazla drama ve sıkıcı geldi. Belki de bana hitap etmedi, siz sevebilirsiniz. Ama asıl kötü olan şey hikayeden çok onun verilme şekli. Amatör bir ekip tarafından yapılmış gibi, bir film oyunun hikaye sunumu nasılsa nerdeyse o kalitede. Oyun başlarken aslında güzel sinematiklerle başlıyor, sonrasında diyaloglar ve sinematikler kalitesizleşiyor. Bu arada diyalog demişken…

Sıkıcı Hikaye Sunumu
Diyaloglar, bir çocuğun elinden çıkmış kadar kötü bir kalemle yazılmış. Bir konuyu sadece 1 cümlede anlatacaksa 150 cümleye yayarak anlatıyor. Başımıza gelen olayı başka karakterlere de özetlediğimiz için kötü diyalog yazımına tekrar tekrar maruz kalıyoruz. Kötü bir tercih olmuş. Aslında genel kitle hikayeyi kaçırmasın diye gişe filmlerinde kullanılan bir tekniktir bu. Olan olayları ara ara özetler ki en dikkatsiz seyirci bile filmden kopmasın. Bu oyun ise bunu aralara gizlemek yerine gözümüze sokarcasına yapıyor. Bunun asıl çok rahatsız etme sebebi yavan yüz modellemeleri, yüz animasyonları, kötü seslendirme ve kamera kullanımı. 2015’te çıkan The Witcher 3 Wild Hunt’ın konuşma sekanslarındaki kameranın açısını, kamera geçişini, yüz animasyonlarını keşke iyice inceleselerdi. Oradaki ne kadar doğal ise bu oyunda o kadar yapay. 2023’te 2015’in gerisinde kalmışlar. Genel olarak grafikler tatmin edecek kadar güzel, ama yeni nesil bir oyundan ziyade ara nesil oyunu gibi.

Muhteşem Sihirli Mekanlar
Ben çılgın bir Harry Potter hayranı değilim. Çocukken filmleri çok severek izliyordum, büyüdüğümde tekrar izlerken keyif aldım. Kitaplara ise çok az göz atmıştım. Benim için çok anlamlı bir evren olmamasına rağmen Hogwarts Legacy’de gezerken çok mutluydum. İçimde ne uyandırdı bilmiyorum, belki de nostaljik hislerdendir. Başka insanlarla konuştuğumda aynı sihirli duyguyu onların da yaşadığını fark ettim. Bence bu stüdyonun başarısı. Oyunun sanat tasarımını ve müzikleri çok iyi ayarlamışlar, harika bir atmosfer yaratmışlar. Bununla birlikte harika bir Hogwarts tasarlamışlar. Milyonlarca detayı incelemek aşırı keyifli. Hareket eden tablolar, heykeller, hayaletler… Çok fazla detayı düşünmüşler. Hepsinin modelini, animasyonunu, ses efektini yapmışlar. Buna yetişecek emeği ve zamanı hayal bile edemiyorum.

Mesela birbirleriyle anlaşamayan şu ikiliye bir bakın. Oyunun başlarında yanlarından geçerken ufak hareketler yaptıklarını gördüm. Birbirlerinin omuzuna dokunuyorlar veya bazen hafif şakalaşıyorlar. Yanlarından birkaç kez geçtikten sonra bir göreve giderken böyle bir şeye şahit oldum. Biri yerini terk edip diğerini paramparça edene kadar dövdü. O kadar sinirlenmiş ki diğerini mahvedene kadar durmadı. Oyunda bu şekilde keşfetmesi eğlenceli birçok olay var. Ama bunlar muhteşem bir Hogwarts yapmak için yeterli olmuş mu? Ne yazık ki hayır. Kendi başınıza gezerken evet çok keyifli, peki diğer öğrenciler napıyor? Sabahları nereye gidiyorlar? Akşamları yataklarında yatıyorlar mı?

Okul Gerçekten Yaşıyor Mu?
Elbette GTA veya RDR seviyesi yaşayan bir açık dünya beklemiyordum. Her bir NPC’nin günlük görevi olması ve anlamlı aktiveteler yapması zor bir iş. Ama bu seviyede bir ölülük de beklemiyordum. Çünkü çok fazla ince detayı düşünen insan bunu da düşünür. Muhtemelen bu kadar işin arasında bu kısmı feda etmek zorunda kaldılar, başka şeyleri iyileştirmeye çalıştılar. O yüzden pek kızamıyorum da. Devam oyunlarında bunu düzeltmezlerse o zaman bozuşuruz.

Özgürlükleri Fazla Kısıtlayan Oynanış
Yeni oyunlardan daha çok özgürlük istiyorum. Oyuncuya farklı seçenekler sunan ve keşfetmesi için alanlar veren oyunları oynamak istiyorum. Hogwarts Legacy bunu bazen iyi başarıyor bazen de fena halde bocalıyor. Bulmacaları ve haritayı keşfederken sana çok müdahale etmiyor. O yüzden özellikle oyunun ilk yarısına kadar bulmacalara aşık oldum. Breath of the Wild gibi sizi zindanlara sokup temel büyülerinizi kombinleyerek bulmacayı çözmenizi istiyor. Sonrasında ise aynı bulmacaları defalarca kez çözmek biraz üşendiriyor. Ama asıl bocaladığı kısımlar: Açık dünyaya bırakmak için direnmesi, eskimiş görev anlayışı ve yüzeysel rol yapma unsurları.
Oyunun başlarında oynanış kısımları çok az tutulmuş, genelde sinematikle ve oradan oraya yürümekle geçiyor. Üstüne her NPC kendi adını söylüyor ve hikayesini anlatıyor. Oyun sadece işine gelince rol yapma kısımlarını hatırlıyor. Size kanca atıp o rol yapma illüzyonuna çekmeye çalışıyor. Ama bunu yavan yazılmış diyaloglarla, yapay seslendirmeyle ve donuk bakışlı karakterlerle yapıyor. Bakalım Hogwarts Legacy rol yapma oyunu mu?

Rol Yapma Oyunu Mu?
- Oyun başında kendi karakterimizi yaratabiliyoruz. – Evet
- Yetenek ağacı var. – Evet
- Yetenek ağacından karakterimizin yeteneklerini diğer oyunculardan farklı yapabiliyoruz. – Hayır, çok az seçenek var.
- Diyalog seçimiyle kişiliğimize yön verebiliyoruz. – Hayır, bazen sadece azcık kırıcı olabiliyoruz.
- Seçtiğimiz sınıf oyunun genelini etkiliyor. – Hayır, Ravenclaw olarak oynadım. Nerdeyse kozmetik bir değişimden ibaret, sadece bir görev değişiyor.
- Hikayeyi etkileyen birçok seçim var. – Hayır, birkaç seçim dışında gerisi pek etkilemiyor.
Bence Hogwarts Legacy tarzı rol yapma oyunlarını tanımlarken direkt rol yapma oyunu demeyelim. Dümdüz rol yapma oyunu (RPG) diyince ne beklememiz gerektiği belli olmuyor. Mesela ben bunun bir rol yapma oyunu olduğunu unutmuşum. Aksiyon-Macera oyunu diye başına oturmuştum ve beklediğimi almıştım, sonrasında rol yapma oyunu olarak pazarlandığını hatırlayınca hayal kırıklığı yaşadım. Çünkü rol yapma kısımları çok yüzeysel. O yüzden bu tarz oyunlara ya Soft RPG ya da RPG ögeleri bulunduran aksiyon-macera oyunu diyelim.

Dersler ve Yavaş Açılış
Okuldaki dersler ne yazık ki çizgiseldi. Sınav dönemleri yok, oyuncuya bağlı bir başarı sistemi yok. Dersler sadece sinematiklerden ibaret, bazen Detroit Become Human gibi tek bir tuşa basıyorsunuz ve oldu da bittiye geliyor. Özellikle oyun başında temel büyüleriniz eksik olduğu için açık dünyaya çıkamıyorsunuz, başlarda derslere sık sık girmek zorundasınız. Açık dünyaya çıksanız bile süpürgesiz zor oluyor, süpürgeyi de çok geç veriyor. Her yere yürüyorsunuz. Acelemiz yok arkadaşlar, yavaş yavaş birlikte öğreneceğiz mottosuyla oyun yapmışlar. Hogsmeade’e ilk gidişimizde süpürge verebilirdi. Onu da yapmıyor, derse saklıyor. Derste de her şeyi çok kolay öğrenip muhteşem yapıyorsunuz. Öğrenci algınızı biraz kırıyor.

Büyüler
Büyüleri güzel bir sisteme oturtmuşlar. Hele de Harry Potter evreninde büyülerin bir sisteme oturtulmadığını düşünürsek Avalanche Software güzel bir iş çıkarmış. Büyüleri doğru zamanda doğru tuşa basarak (QTE) öğreniyosunuz. Basic Cast adında silah gibi ateş edebileceğiniz ve bekleme süresi olmayan bir oto saldırınız var. Onun dışında bekleme sürelerine sahip olan hasar, yavaşlatma, çekme-itme, lanet, bulmaca, evcilleştirme ve dekorasyon kategorilerinde büyüleriniz var. Bunları birbirleriyle kombinleyebiliyorsunuz. Düşmanın kullandığı kalkan çeşidine göre büyü atmanız gerekiyor. Sıkıntı olan şey ise büyüleri kullanmak için büyü setinize koymak zorunda olmak. Dekorasyon büyüsünü birden savaş esnasında kullanabiliyorsunuz ve anlamsız oluyor. Sürekli büyü setinizi düzenlemek zorundasınız, bu da bir yerden sonra bunaltıcı oluyor. Büyü sayınız arttığında işin içinden çıkamıyorsunuz. Dekorasyon ve evcilleştirme büyülerini sadece İhtiyaç Odası’nda kullanabilirmişiz gibi bir kural koysa keşke. Kombat bazen güzel hissettiriyor bazen olmamış hissettiriyor. Özellikle trollere karşı savaşırken oturmamış bir savaş sistemi olduğu göze çarpıyor.

Eski Görevler
Oyunun tasarım anlayışının eski olduğunu söylemiştim. Bunu kabullenerek oynadığımda ana görevleri ve yan görevleri ilk saatlerde çok sevdim. Daha sonra bu görevler onlarca kez kendini tekrar edince biraz sıkıldım. İyice Assassin’s Creed Odyssey‘e dönüşüyor oyun. Haritayı bence gereksiz fazla büyütmüşler ve doldurmak için kalitesiz görevleri etrafa serpiştirmişler. Bu kötü görevlere maruz kalırken PS5’e özel olan Lanetli Hogsmeade Dükkan görevi yardımıma yetişti. Üstünü düşünülmüş ve uğraşılmış bu görevi keşke herkese açsalardı. Oyun zaten görev konusunda yeterli değil iken bu içeriği sadece PlayStation’a koymak pek hoş olmamış. Bu görevde perili bir köşkten çıkmaya çalışıyorsunuz, atmosferdeki gerilimi ve korkuyu çok iyi vermişler. Görev bitince de kendi dükkanınızı açıyorsunuz. Tüm eşyalarınızı %10 daha pahalıya satabiliyorsunuz. Oyuna çok fazla şey eklemişler o yüzden birçok şey yüzeysel kalmış. Pokemon gibi hayvan yakalama mekaniği var, bunları besleyip evcilleştirip çiftleştirebiliyorsunuz. İhtiyaç Odası’nda bitki ekme, iksir yapma ve oda dekorasyonu gibi Sims tarzı şeyler de var. Oyunun odağı çok dağılmış ama hepsine bir şekilde yetişmişler.

Sıkıntılı PC Optimizasyonu
İncelememizi sonlandırmadan önce optimizasyon konusuna da değinelim. Ben PS5’te oynadım, teknik anlamda pek sorun yaşamadım. PS5’te çözünürlük, dengeli ve performans odaklı grafik modları vardı. 4K TV’de çözünürlük modunda 30FPS oynadım. Eğer dengeli mod çok bulanık gözükmeseydi onu tercih edebilirdim. Gelen güncellemeyle birlikte çözünürlük modu daha da iyi çalışır hale geldi. Bunlar dışında çeşitli hatalarla karşılaştım ama oyunumu kıran hatalar değildi. Daha çok komik hatalardı. Konsol dışında çıkıp PC’ye gelirsek baya sıkıntılı olduğunu gördüm. 3060Ti’da oyuna biraz göz atma fırsatım oldu. Ani FPS düşüşleri vardı, özellikle bazı mekanlarda gezmek imkansız hale geliyordu. Güçlü bir PC’niz yoksa birkaç güncelleme almasını bekleyebilirsiniz.

Sonuç
Hogwarts Legacy’i oynamazsanız bir şey kaybeder misiniz? Pek zannetmiyorum. Çünkü temayı çıkardığınızda daha önce onlarca kez oynadığımız oyunların laciverti. Bu oyun belki Ubisoft formullü açık dünyalardan sıkılmadığımız dönemde çıksaydı daha iyi olabilirdi. Hogwarts Legacy azcık rol yapma soslu klişe bir aksiyon macera oyunu. Ben bunlara rağmen oyunda çok eğlendim, oynadığıma pişman da değilim. Yüksek bütçeli lisanslı oyunları görmeyi çok seviyorum, 2018’deki Spider-man oyununu nefesim kesilerek oynamıştım. Çocukluğumdan beri hayal ettiğim oyundu çünkü. Eminim küçüklüğünden beri yüksek bütçeli Harry Potter oyunu bekleyen birileri vardır. Yıllardır Hogwarts’ta gezmeyi bir kez bile hayal ettiyseniz mutlaka oynayın. Yaşayan bir dünya, yaratıcı açık dünya etkinlikleri, tatmin edici düşman çeşitliliği gibi beklentileriniz olmasın. Daha çok sihirli mekan tasarımlarına ve büyüleyici atmosfere odaklanın. Süpürgenizle uçarak Hogwarts’ı ve çevresini keşfedin. Büyük bir hayransanız tabii ki beklemeden alın, ama değilseniz biraz daha güncelleme aldığında ve indirime girdiğinde alabilirsiniz.

Ve hayır oyunda Quidditch yok. Bunun için planlanan bir DLC de yok. Sadece oyun alanı var. Oyuncular kendileri mod olarak getirebilir.

Daha Çok Harry Potter Oyunu Gelir Mi?
Oyunun satışları çok iyi gitmiş. 2 haftada 12 milyon adedi aşmış ve 850 milyon dolar gelir elde etmişler. Bazı Harry Potter filmlerinin gişesinden bile fazla. Hatta bütün Fantastic Beast filmlerinin gişesini geçti. Gelecekte birçok Harry Potter oyunu göreceğiz gibi duruyor. Umarım Hogwarts Legacy en alt standart olur ve üstüne koyarak giderler…