Dune: Büyük Beklentiler

Yılın en çok beklenen filmlerinden biri şüphesiz Frank Herbert‘ın katmanlarla dolu Dune kitabının uyarlamasıydı. Paul‘den yola çıkarak yepyeni bir evrenin her bir detayına dokunarak kusursuzca inşa edilmiş, bu evrene doğal olay örgüleri serpiştiren Dune, en güçlü bilim-kurgu serilerinden biri olarak muhteşem bir potansiyel taşıyordu. Sinema uyarlamasının başarılı yönetmen Denis Villeneuve‘e emanet olması ve sonrasında filmin göz alıcı kadrosuyla tanışmamız da filmin önemini katbekat arttırmıştı.

Ve o gün geldi

Dune’u sinema perdesinde gördüğünüzde gerçekten de önemli bir film olduğunu hissediyorsunuz. Görkemli, kaskatı ve kesinlikle sinemada izlenmesi gereken bir eser. Film ile ilgili edindiğim ilk izlenim bu yönde.

Filmin en güçlü yanlarından biri görselliği. Okurken zihninizde canlanan her şey tüm gerçekliği ile önünüze serildiğinde ürpermemek imkansız. Olanca sonsuzluğu ile sizi yutacakmış gibi uzanan baharat kokulu çöl, bu gezegende işlerin dönmesini sağlayan o görkemli makinalar… Ve hepsi çok iyi bir sinematografiyle şekillenmiş, bir şiir gibi sunuluyor. Bir zamanlar zihninizde misafirlik etmiş karakterler karşınızda gözlerini size dikmiş, oradan oraya hareket ediyor. Kitap satırlarında okuduğunuz o kelimelerin ağızlarından döküldüğünü işitiyorsunuz. Herkesi ve her şeyi tanıyorsunuz. Hiçbir şey eğreti değil, daha önce de buradaydınız.

Filmi ritim olarak çöldeki kumların hareketlerine benzetiyorum. Kimi zaman yavaş ve akışkan bir hareketi var. Sahneler birbirinin elini tutarak nazikçe geçiyor. Kimi zaman ise çöl fırtınaları gibi, düzensiz ve daha dağınık halde, sanki üst üste göz kırpıyorsunuz gibi hissettiriyor.

Dune, altından kalkması güç bir seri. Çok büyük bir resme baktığınızı düşünün. Paul’e bakıyorsunuz, biraz daha uzaktan bakarsanız Paul, bu dev resimde çöl kumu kadar küçücük kalıyor. Dune, çok büyük bir resim. Her yeni kitapla daha geniş bakıyor ve kazandığınız bu yeni perspektifle şok oluyorsunuz. Villeneuve’ün uyarlaması ise muhteşem çizilmiş bir resim gibi. Girinti ve çıkıntılarıyla, figürleri ve renkleriyle kusursuz. Çok geniş bir resim değil ancak gördüğünüz her şey büyüleyici. Elbette henüz sadece temellerin atıldığı ilk film için doğru bir beklenti olmayabilir, yine de ben biraz daha geniş bir perspektifin yansıtıldığını görmek isterdim.

Kitapta beni günlerce düşündüren, suyun Arrakis için ne kadar önemli olduğu meselesine daha çok değinilmesini, bunun beni bir kez daha dehşete düşürmesini çok isterdim. Filmde daha gölgede kalan bir konu olmuş. Bunun dışında bazı karakterlere kitaptaki kadar derinleşmemiş, önemi olduğunu düşündüğüm bazı sahnelere yer verilmemiş. Ancak filmin süresi de göz önüne alındığında su meselesi gibi üzerinde durduğum bir konu olmadı. Sadece su ile ilgili seyirciye tam anlamıyla geçebilecek ufak tefek birkaç detay filmi benim gözümde mükemmele taşıyabilirdi. Dune, olabilecek en iyi uyarlama olmaya çok yakın, çağımızın en önemli filmlerinden biri.

Kadronun ne kadar iyi olduğuna değinmeden geçmek de olmaz. Karakterlerin portreleri tam da olması gerektiği gibi yansıtılmış. Özellikle havada süzülen tehditkar ve tehlikeli cüssesiyle Baron’un tasvir edilişine bayıldım. Herkes o kadar yerinde ki tek tek değinmeye gerek bile yok.

Kitabı okumadan izlemeli miyiz?

Bu soru, sinema salonundayken de sürekli düşündüğüm, cevabından asla emin olamadığım bir soruydu. Kitabı okumamış olsaydım bu filmi sever miydim? Ve daha da önemlisi anlayabilir miydim? Seriye hakim olduğum için, bir sonraki sahnede ne olacağını, ufak tefek detayların ne anlama geldiğini bildiğim için bana kesinlikle hitap ediyordu. Öte yandan filmi izledikten sonra kitapları okumak istediğini söyleyen çok kişiye denk geldim. Cevabım; okumamış olsaydım da Dune’u sinemada deneyimleme şansını kesinlikle kaçırmazdım yönünde oldu.

Son olarak

Eksikleri ve fazlasını bu denli titiz tartmamın tek sebebi Dune evrenini çok fazla seviyor olmam sadece. Dune, perdeye en yakışır şekliyle uyarlanmış nefis bir film. Hatta bunu Imax’te izlemiş olmak hala hayal gibi geliyor. Dune’u sinemada görecek kadar şanslı olduğum, daha çok kişiye yayıldığını, üzerine konuşulduğunu duyduğum için tarifsiz bir mutluluk yaşıyorum. Sizler de duygularınızı bizlerle paylaşmayı unutmayın!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.