Free Guy: Beklentinin Çok Üstünde

Free Guy, oyun dünyasına göz kırpmasıyla bir süredir radarımda olan ancak hiçbir beklentimin olmadığı bir filmdi. Belki beklentim olmadığından, belki gerçekten iyi olduğundan veya belki de çok sevdiğim bir tema olduğundan inanılmaz beğendim. Sinema salonundan içim kıpır kıpır ve tekrar izlemek isteyerek ayrıldım.

Asla dikkat etmediğimiz karakterler

Oyunlarda asla üzerinde durmadığımız, iki kere dönüp bakmadığımız karakterlerdir NPCler. Ama oradadırlar ve oyunun dünyasını büyük ölçüde oluşturur, sırtlarında taşırlar. İşte Ryan Reynolds tarafından canlandırılan Guy karakteri de, bu arka plan karakterlerinden belki en az dikkat çekeni. Free City isimli açık dünya oyunda bir banka çalışanı olan Guy, sıradan, her gün aynı şeyi yaptığı hayatında hiçbir gariplik fark etmeyen güler yüzlü bir NPCdir. Her gün uyanıp akvaryumdaki balığına günaydın der, kahvaltı eder, her gün aynı kahveyi alır (Free City’nin tüm karakterleri aynı kahveyi içer çünkü oyunda tek bir kahve vardır) ve işine gider. Guy’ın tüm bu rutini ve gerçeklik algısı, Free City oyununun gerçek bir oyuncusu olan Millie’yi (Jodie Comer) gördüğü andan itibaren değişir.

Filmlerde görmeyi sevdiğimiz bir tema

Free City oyuncularını NPClerden ayıran en büyük özellik, hepsinin bir güneş gözlüğü takıyor olması. Guy da Millie ile konuşabilmek için güçlükle bir güneş gözlüğü elde eder. İşte tam da o anda Free City’nin gerçek doğası gözleri önüne serilir. Deneyim puanları, yerde saydamca dönen sağlık kitleri, para akışı… Artık hepsini görebiliyordur.

Oyunları, NPClerle ilgili şakaları, gerçeklik algısını bulandıran filmleri çok severim. Bu sebeple Free Guy bu ikisini şekere ve çikolataya batırıp bana sunmuş gibi hissettirdi. Objektif baktığımda ise Free Guy bu temayı harika işleyen bir film demek mümkün değil. Hollywood’un parıltılı tozuna bulanmış, zaman zaman ayağınızın klişelere takıldığı bir film. Ancak bir şekilde başardı. Tüm duygularıma hitap etti ve bir coşku seliyle salondan çıkmama sebep oldu.

Oyunların arka planı

Free Guy, oyunlarla ilgili filmlere yeni bir soluk kazandırıp oyun yapımcılığının arka planına da ışık tutarak hikayeye yeni bir katman da eklemiş. Guy’ın ilk görüşte vurulduğu Millie karakteri aslında oyunun yapımcı ortaklarından birisi. Oyunu oynamasının asıl sebebi kötü oyun yapımcısı Antwan‘a dava açmak için bir kanıtın peşinde olması. Antwan karakteri Taika Waititi tarafından canlandırıyor ve Waititi’yi görmek benim her zaman yüzümü güldürüyor. Antwan, Free City 2 üzerinde çalışıyor ve oyunun çok satması için her şeyi yapmaya hazır.

Free City’nin renkli ve kaosun hakim olduğu dünyasının yanında oyun yapımcılığına da küçük bir anahtar deliğinden bakmak gerçekten ilginç bir deneyimdi. Çok sevdim.

Sonuç olarak

Free Guy bu tarz bir temaya ev sahipliği yapan en iyi film değil ancak bana ilaç gibi gelen bir film oldu. Ağzına kadar sempatik karakterlerle dolu. Özellikle Reynolds’ın Guy karakteri çok akılda kalıcı, ayırıcı özellikleri olan, sevilesi bir karakter. Finali ise gerçek bir karnaval gibi, kesinlikle görmeye değer.

Oyunlara ilginiz varsa size inanılmaz keyifli ve yeni tatlar sunan iki saat vadediyor. Eğer yoksa da eğlenceli deneyiminden çok da fazla bir şey kaybetmiyor. Eğlence ve filmin yoğunluğu o kadar dengeli ki sanırım iki saat daha olsaydı izleyebilirdim. Kesinlikle sinemada izlemenizi tavsiye ederim, umarım sizler de beğenirsiniz!

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.