Disney+’ın ikinci MCU dizisi olan The Falcon and the Winter Soldier, ilk iki bölümü ile WandaVision‘dan epey kısa bir süre sonra yayınlandı. Hadi gelin ilk bölümde neler olduğuna ve sonrasında neler olabileceğine birlikte bakalım. Aynı zamanda özet niteliğinde bir yazı olacağı için bölümü izlemiş olmanız tavsiyemdir!
Falcon Görev Başında!
İlk başta Sam Wilson, nam-ı diğer Falcon’u Endgame’in sonunda ona Steve Rogers tarafından verilen Captain America kalkanını çantasına koyarken görüyoruz. Bu aslında bize en başından gösteriyor ki Falcon, Captain America olmayı reddediyor. Bu konu bölüm içerisinde Sam’e ailesinden miras olarak kalan tekne ile de pekiştiriliyor aslında. Sam için miras korunması gereken, önemli bir şey. Tekneyi satmak yerine tamir etmeye çalışıyor, Captain America olmayı reddederek de bu ismi Steve Rogers için korumayı hedefliyor.
Daha sonra bir aksiyon sekansında Sam’i hava kuvvetleri için bir görevdeyken görüyoruz. Kostümü çizgi romanlarda olduğu gibi beyaz ve kırmızı ağırlıklı artık. Captain America: The Winter Soldier filminden hatırlayabileceğiniz Batroc the Leaper da ufak bir görünüyor. Dizinin kalanında da olur mu meçhul fakat öldüğü kesin değil. Ayrıca yeni bir karakter olarak da Joaquín Torres tanıtılıyor. Bu karakter ile neler yapılabileceği konusuna girmesek sanırım daha iyi, teori üretmeye WandaVision’dan sonra çekimseriz çünkü… Yine de, eğer çizgi roman rotasını takip edeceklerse, evrende önemli bir yer edecek gibi duruyor. Kendisinin Sam ile olan diyaloğundan anlayabildiğimiz kadarıyla Steve Rogers’a ne olduğunu halk tarafından bilinmiyor ve hatta üzerine teoriler üretiyor.
Akabinde “Captain America”ya ne olacağı hakkında konuşulan bir törende War Machine olarak bildiğimiz James Rhodes, Sam’i yalnız bırakmıyor ve Sam’in seçimi üzerine sohbet ediyorlar.
Winter Soldier ve Travmalar
Gelelim bölümün Winter Soldier/Bucky kısmına. Aksiyonlu (ki bölümdeki en iyi aksiyon sahnesi bana göre) bir flashback sahnesi ile Bucky’nin beyninin yıkandığı döneme gidiyoruz. Sonra günümüzdeki Bucky uyanıyor, demek ki gerçekten Civil War’da söylediği gibi her şeyi hatırlıyormuş. Ardından inanılmaz yakın plandan çekimlerle Bucky’nin terapisine katılıyoruz. Bu noktada da hatırlıyoruz ki, Bucky’ye beyni yıkanmış döneminden kalma bir miras var. Arkasında bıraktığı düzinelerce ölü insan. Şimdi ise aklı başında iken yaptığı yanlışları düzeltmeye çalışıyor.
Daha sonrasında Bucky’yi günlük yaşamında görüyoruz. Kendisi insanlarla iletişime girmekte epey zorlanıyor, Bay Nakajima hariç. Nakajima Bucky’ye destek oluyor epeyce, onu sosyalliğe itiyor fakat bu ikilinin ilişkisi de Bucky’nin kirli geçmişi yüzünden sarsılıyor çünkü Nakajima’nın oğlunu öldüren kişi Winter Soldier’mış…
The Blip ve Avenger Olmak
Bu kısım benim en çok ilgimi çeken yerlerden biriydi çünkü bize çok ilginç sorular hakkında bazı yanıtlar verdi. The Blip’in dünyaya olan etkilerini daha yakından gördük mesela. Ayrıca Avenger’ların nasıl para kazandıkları da ucundan bir cevaplanmış oldu. Sam ailesinin yanına gidiyor ve ailesinin zor durumda olduklarını görüyoruz. Bunun için kredi çekmeyi öneren Sam’e birkaç gerçek çarpıyor. 5 yıldır kendisi yoktu. Yok olmuştu. Düzen değişmiş, sıkılaşmıştı. Bir kahraman olsa da olmasa da…
Bunlar olurken bölümün başlarında bahsi geçen Flag Smashers grubunu soygun yaparken ve bazı üyelerinin normalden biraz fazla güçlü olduğunu görüyoruz. Flag Smashers aslında çizgi romanlarda Flag Smasher adındaki bir kişiden türemiş bir ekip, kendisi bir Captain America düşmanı. Dizinin ana kötüleri gibi tasvir ediliyorlar fakat biz öyle olmadığını bilir gibiyiz elimizdeki fragmanlardan dolayı… Evet ortada bir Zemo gerçeği var fakat bu bölümde sadece Bucky’nin defterinde gözüküyordu maalesef ki.
Captain America’nın Mirası Ve Kişisel Düşüncelerim
Ve evet, büyük finalde görüyoruz ki, Captain America’nın mirası tehlikede! Tabii bunu promosyon materyalleri yüzünden belli etmeselerdi çok daha hoş olurdu… Ama olsun. Alıştık. Karakterimizin adı John Walker. Çizgi romanlarda biraz pisliğin teki olan bu karakterin ben bu dizide tam olarak böyle işleyeceklerini düşünmüyorum açıkçası. The Boys’daki Homelander tiplemesinden daha çok iyi niyetli fakat kukla olmuş asker olabilir mesela. En azından benim için daha ilginç olurdu öylesi.
Tamamen aksiyon odaklı gideceğini sandığım The Falcon and the Winter Soldier, beni açıkçası şaşırttı. İlk bölümle çok güzel temeller attı. Yönetmeninin söylediği üzere dizi, politik temalara da korkusuzca değinecek. Disney yüzünden buna her ne kadar inanamasam da, umudumu tamamen kaybetmedim… Siz ne düşünüyorsunuz? Beklentilerinize değdi mi? Diziye devam edecek misiniz? Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!