Wonder Woman 1984 yaklaşırken savaşçı prensesimizi birkaç bölümde detaylı bir şekilde tanıtacağım. Henüz gerçek gücünü sinematik evrende göremedik ama umuyorum bir gün görürüz.
Yaratılışı
Psikolog William Moulton Marston; Wonder Woman’ı o dönem popüler olan Superman, Batman ve Kaptan Amerika’ya karşı bir tepki olarak yarattı. Karakterin küçük çocuklar için bir ilham kaynağı olabileceğini umut ediyordu. Marston, aynı zamanda kendi karısının başarıları nedeniyle karakteri yaratmak için kendinde güç buldu. 1941 yılında All-Star Comics #8 sayısında karakteri ilk defa tanıttı ve Wonder Woman günümüze kadar gelmiş oldu. Bu konu hakkında Professor Marston and the Wonder Women adlı bir film çekildi. Eğer boş zamanınızda izleyecek film bulamadıysanız bu filme göz atmanızı şiddetle öneririm.
Origin
İlk yaratıldığından beri çok fazla hikayesi olsa da kalıcılığını sürdüren birkaç hikayesi var. Paradise Island’da hayata gözlerini açar. (Daha sonra adanın adı Themyscira olarak değişti.) Öncelikle Amazonların kısa tarihinden bahsedeceğim. Themyscira, erkeklerden bağımsız olarak yaşayan Amazonların yurdudur. Diana’nın annesi olan Hippolyta tarafından yönetilir. Tarih öncesi çağlarda; Afrodit, Artemis, Hestia, Athena ve Demeter haksız yere öldürülen veya asil bir amaç için ölen kadınların ruhlarını Ruhlar Mağarası adlı bir gemide topladılar. Yüzyıllar sonra Tanrılar, dünyanın durumundan endişe duymaya başlar. Erkeklerin kalpleri Ares’in kaprislerine çok kolay inanır. Bu durumda da 5 Tanrı, dengeyi eşitlemek için ve erkeklere Tanrıların değerlerini öğretecek bir kadın ırkı yaratmak için dilekçe verirler ancak reddedildiler. Bu 5 Tanrı, pes etmedi ve Yunanistan’da bir gölde toplandılar. Uzun zaman önce topladıkları ruhlara hayat vererek kilden bedenler yarattılar. İlk yükselen Hippolyta’ydı. İkincisi, Hippolyta’nın kız kardeşi Antiope idi. Amazonlar, kendilerine hayat veren ve barış içinde yaşayan gölün kıyısında Themyscira’yı kurdular. Diana’a dönecek olursak kendisi de kilden yapıldı.
Peki ya sonra?
Hippolyta, uzun zamandır çocuk hasreti çekiyordu. Bir gün buna dayanamayıp kilden çocuk bedeni yaptı ve Tanrılara dua etti. Tanrılar duasını duydu ve yerine getirdi. Demeter güç bahşetti. Afrodit büyük güzelliğini ve sevgi dolu bir kalbi bahşetti. Athena bilgeliğini bahşetti. Artemis bir avcının gözlerini ve hayvanlarla konuşma bahşetti. Hestia, erkeklerin kalbini ona açabilecek büyük bir ateşle kız kardeşliğini bahşetti. Hermes hız ve uçuş gücünü bahşetti. Ve Hippolyta’nın şekillendirdiği kilden bebek gözlerini açtı. Afrodit’ten daha güzel, Athena’dan daha bilge, Hermes’ten daha hızlı ve Herkül’den daha güçlü oldu. (New52 serisiyle bu yalanladı ve Zeus’un kızı olarak tanıtıldı.) Yıllar boyunca en zor engellere sahip eğitimler almıştır. Sınırsız testten geçti ve onun için sıradan bir günde hayatının aşkı adaya düştü. Amazonlar adaya bir erkeğin geldiğini görünce öldürmek istediler. Çok fazla tartışmalar oldu ve en sonunda Hippolyta dünyaya bir Amazon tarafından geri götürülmesini istedi. Bunun için bir turnuva düzenlendi. Hippolyta, Diana’ın katılmasını yasakladı. Çünkü kazandığı zaman adadan gidecekti ve gittiği an bir daha geri dönmeyeceğini biliyordu. Tabii yasaklar Diana’ı durdurmadı. Tanınmamak için miğfer taktı. Turnuvaya öyle katıldı. Olması gerektiği gibi turnuvadan birinci geldi ve en büyük macerası başlamış oldu.
Golden Age
Çizgi romandaki ilk görünümünde okurlar için bir simge rolünü çoktan yerine getirdi. Gizli kimlik olarak Diana Prince adını kullanmaya karar verdi. Diana aslen bir ordu hemşiresiydi, ancak kısa sürede Ordu İstihbaratında teğmen rütbesine yükseldi. Hem Steve Trevor’a yakın olacaktı hem de süper kahramanlıklarını sürdürmek için ihtiyaç duyduğu bilgileri yakından alabilecekti. Etta Candy, Doctor Psycho bu dönemde yaratılmıştır. Golden Age döneminden beri Amerika Adalet Ligi’nin kurucu üyelerinden biridir.
Silver Age
Yazarlar Silver Age döneminde Goldan Age dönemine göre Wonder Woman’ın hikâyelerini ve özellikle Steve Trevor’a olan bağlılığını değiştirmişlerdir. Dövüş sanatlarına yatkın bir hikaye yazılımına gittiler. Daha çağdaş ve popüler olmasına rağmen arka plan hikayesini korudular. Golden Age döneminden kalma sivil kıyafetlerini ve kostümünü, zamanın çağdaş modasıyla harmanlayıp daha güçlü bir vurgu yaptılar. Ayrıca Diana, Greenwhich Village’da bir butik açtı. Bazıları karakterin bu dönemini “Mod Girl Wonder Woman” olarak tanımlamasına neden oldu.
Modern Age
Modern Age, birçok harika hikayeyi barındırıyor. Crisis on Infinite Earths hikayesinin ardından Wonder Woman reboot edildi. Eski Tanrıların hikayelerine daha fazla yer verdiler. Hikaye başlangıcında Diana ilk kez ingilizceyi bilmeden insanların dünyasına ayak basar. Dili kendi başına öğrenmek zorunda kalmıştır. Hikaye içinde o dönemin kadın sorunlarıyla çok daha yakından ilgilenildi. Kadınların kültürel ihtiyaçları, çekiciliği, zayıf olmaları, intihar vakaları ve medyanın kadınları sansasyonelleştirilmesi gibi konular ele alındı. Bu dönemde Steve, Diana’ın aşkı olarak değil bir baba figürü şeklinde yazıldı. Hikayeler ilerledikçe Diana, insanlığın farklı yönlerini keşfetmeye devam etti. Uzun bir uzay yolculuğunun ardından eve döndüğünde faturalarını ödemek için bir fast-food restoranında çalışmak zorunda kaldı. DC fanlarının okumasını düşündüğüm Eyes Of Gorgon hikayesi de bu döneme ait. Medusa ile karşılaşmasını anlatıyor. Son çıkan Wonder Woman: Bloodlines animasyonunda da bu konuya yer vermişlerdir.
Medusa ile savaşmasının ardından kör olmuştur.
Ayrıca Wonder Woman/Superman ilişkisi ilk defa bu dönemde görüldü. Wonder Woman 1984de göreceğimiz Maxwell Lord, Superman’i zihin kontrolü ile etkisi altına aldı. Superman’i durdurmak Wonder Woman’ın göreviydi. Superman ile uzun dövüşünün ardından zihnini yerine getirdi. Dövüşü bitirmek için Maxwell Lord’un boynunu kırdı. Detaylı olarak buradan okuyabilirsiniz. Maxwell Lord’un ölümünün ardından Superman ve Batman ile arası açıldı. Bu olaylardan ötürü 1 yıl boyunca ortadan kayboldu. Daha sonra Batman ve Superman tarafından affedildi. Batman, Diana’ya Metahuman İşleri Departmanında bir iş bulmasına yardım etti. Bu hikaye için yazılan Tom Tresser ile önce arkadaş oldu, daha sonra romantik bir ilişkileri başladı.
New 52
Flashpoint’in ardından New52 başladı. Diana’nın evi diğer kahramanların aksine Londra’dadır. Benim okurken gözlerimin kanadığı Superman/Wonder Woman ilişkisi mevcuttur. Kendi hikayelerine dönersek Diana’nın insanlığına, çoklu ilişkileriyle ve sorumluluklarıyla nasıl başa çıktığını göstermişlerdir. Amazonların Kraliçesi, God of War ve Goddess of Peace gibi yeni ünvanları olmuştur. Bu ünvanları nasıl aldığını kısaca anlatacağım. Yazımın başında söylediğim gibi bu dönemde Diana, Hippolyta ve Zeus’un kızıdır. Kıskançlığı ile bilinen Hera bunu duyunca sinirlenir ve Hippolyta’ı taşa çevirir.
En sonunda parçalanarak kil kalıntılarına dönüşür. God of War hikayesine gelecek olursak, daha önce hiç bahsedilmeyen Zeus’un ilk çocuğu ortaya çıkar. Hepsinden kat kat sinirli olan ve intikam ruhuyla hareket eden biri. Yenmesi oldukça zordur. Yok edilecekler listesinde Ares de vardır ve ölüm günü geldiğinde Diana da oradaydı. Ares ve Firstborn’u tek mızrakla ikisinin de karnını deşti.
Ares ölürken güçlerini Diana’a aktardı. Tabi bir yandan hikaye ilerledikçe Themyscira’da anlaşmazlıklar çıkmaya başladı. Amazonlar Diana’nın yerine başka kraliçe seçmek istediler. Hippolyta’nın kil kalıntılarından büyü ile Donna Troy’u yarattılar. Tek arzusu Diana’ı yok etmekti. Tabi başarılı olamadı. New52’nin bitiminde Jason adında ikiz erkek kardeşi olduğunu öğrenmiştir.
Goddess of Peace görünümü
Devam edecek…