The Boys 2. Sezon- Nasıl Geri Döndüler?

Çizgi roman ve süper kahraman evrenlerine ilgisi sınırlı bir tüketici olarak, çoğu süper kahraman hikayesinden hemen hemen benzer tatlar alıyordum. Süper kahraman film ve dizileri öylesine arkama yaslanıp izlediğim eserlerdi. The Boys’u izlemeye de aynı rutini gerçekleştireceğimi düşünerek başlamıştım. Dizi ise beni tamamen ters köşeye yatırıp, oturduğum yerde heyecandan kıpır kıpır olmama sebep olarak şaşırttı.

The Boys, kahramanların sadece hayranlık uyandırıcı taraflarına değil, buz dağının görünmeyen kısmına da ışık tutmasıyla kendine özgü bir farklılık yakalıyor. Göz kamaştıran madalyonun tersini çevirip bizlere pas tutmuş tarafını gösteriyor. Süper kahramanlık müessesesi ticari kaygıları, toplum nüfuzunu kötüye yönlendirme, suçları örtbas etme ve daha pek çok kirli çamaşırıyla karşınızda. İlk sezonda bu olaylarla burun buruna gelmiş ve heyecanla izlemiştik.

Suya atılan bir taşın dalgaları

Dizi ilk sezonunda, Hughie isimli karakterimizin kız arkadaşının tamamen kötü bir şans eseri, çok hızlı koşan A-Train isimli süper kahraman tarafından çarpılarak öldürülmesiyle başlamıştı. Olay yerinden hızla kaçan A-Train’in peşinden intikam ateşiyle kovalayan ve adalet arayan Hughie, çok tehlikeli kahramanlardan oluşan bir takım olan Vought‘a ilk taşı atmıştı. Bu taşın arkasını hızla dağılan ve genişleyen dalgalar takip etti. Böylece olaylar tamamen başka bir boyut kazanıp başka kişileri de olaya dahil etmeye başladı.

İkinci sezon nasıl gidiyor?

İkinci sezonun ilk üç bölümü tek seferde yayınlanarak bizi ekrana kilitlemeyi başardı. Üç bölüm boyunca oldukça heyecanlı ilerleyip bizi ekrana kilitledi ve aklımızdan çıkaramayacağımız bazı görüntülere ev sahipliği yaptı. İlerleyen bölümlerde ise karakterlerin artık yorgun ve korkmuş hallerinden dolayı tempoyu biraz düşürdüklerini düşünüyoruz. Karakterlerin bu yeni kıvamları ve biraz da hikayeye katkı sağlayan her şeyin şekillendiği sekanslar sebebiyle yer yer beklediğinizin altında kalabiliyor. Buradan, neredeyse geçen sezon bıraktığımız yerden devam eden dizideki karakter dinamiklerinin farklılığını rahatlıkla çıkartabiliriz. Sekiz bölümden oluşacak sezonun henüz yayınlanmış beş bölümü olduğundan ve sezon hızla devam ettiğinden dolayı bunun muhteşem bir dönüşü olcağını düşünüyoruz.

**Buradan sonrası spoiler içerir**

Stormfront kim, neyin nesi?

2. sezonun heyecan ve ilginçliğini arttıran ögelerden biri şüphesiz The Seven‘ın yeni üyesi, Aya Cash tarafından canlandırılan Stormfront. Homelander‘ın karşısında bile alaycı ve korkusuz tavrını koruyan Stormfront’un yerinin hikayenin ilerleyen kısımlarında nasıl bir biçim alacağını merakla bekliyoruz. Homelander’ın kendi kurduğu parçalanmaz küçük dünyasını alaşağı edebilecekmiş gibi görünüyor. Çizgi romanda aslında erkek bir karakter olan Stormfront dizide karşı cins olarak yansıtılmış. Homelander ile oluşturdukları gergin, pasif agresif dinamik gerçekten izlemeye değer.

Yeni tehditler

The Boys’da tehdit asla ardı arkası kesilmeyen bir şey. İlk sezondan sonra ”kahramanlarımız” hem polisten, hem Vought’tan saklanmak zorundalar. Buna rağmen arı kovanını deşelemekten de geri durmuyorlar. Gözlerden uzak durmaları gerektiği yerde, Vought’un, kendi süper kahramanlarını yarattığını, süper güçlerin doğal olarak ortaya çıkmadığını kamuyla paylaşarak tüm dikkatleri üzerine çekiyorlar. Bunun yanında Kimiko ve bir ”süper terörist” olan kardeşi de fazladan bir fitili daha The Boys ekibi için ateşliyor. Butcher ise kendine eşi ve Homelander’dan doğan çocuğuna doğru giden oldukça tehlikeli başka bir patika bulmuş durumda. Kahramanlarımız pek çok yönden kendilerini hedef alan bir çapraz ateşler yağmurunun ortasında kalmış durumda.

Bütün bunlar üst üste patlayan mayınlar gibi patlak verirken Queen Meave ve The Deep gibi yan karakterlerimiz de kendi ilginç yolculuklarını gerçekleştiriyor. The Deep, The Seven’daki yerini geri kazanabilmek için kiliseye katılmak da dahil her şeyi yapmaya niyetli. Onun bu absürd ve çaresiz yolculuğunu izlerken oldukça eğlendiğimi söylemeliyim. Keza Queen Meave’i de daha yakından tanıma fırsatı kazanıyoruz ve karakter hoş bir derinliğe sahip oluyor.

İlk sezondaki ilgi çekiciliğini, orijinalliğini koruyan dizinin sonraki bölümlerde daha da iyiye gidip, üzerine ekleyerek ilerleyeceğine inanıyoruz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.