Death Stranding Oynamalı mıyız?

Kojima ve Sony sayesinde Death Stranding ne kadar göz önünde olsa da bitiren oyuncuların sayısı çok fazla değil. Oyunu yarım bırakanların yanında ise sadece kargo taşıyoruz diyerek oyuna hiç şans vermeyenler de var. Bu yüzden de böyle bir yazı yazmak istedim. Çünkü Death Stranding, ikinci şansı hak eden bir oyun.

İlk olarak oyunun muhteşem olmadığını belirterek başlayalım. Elbette ki kusurları var, ancak çok iyi yaptığı şeyler de var. Hadi gelin, “Death Stranding oynamalı mıyız?” sorusuna yanıt arayalım.

Oyunun asıl amacı: kargo taşırken doğal engelleri aşmak. “Evet, al işte gördün mü? Haritanın bir ucundan diğer ucuna kutu taşıyoruz” demeyin. Durun durun! Yazımız daha bitmedi. Doğal engelleri aşmakta ne var ki diyebilirsiniz, fakat size asıl heyecanlandıran kısmın bu olduğunu söylemeliyim. Oyunun haritası büyük bir parkur gibi. Death Stranding’in evrenini keşfederek hikayede ilerlerken, bir yandan da karşılaştığınız engelleri çeşitli ekipmanlarla aşıyoruz. Çok farklı ve yaratıcı ekipmanların olması oyuna eğlence katıyor. Duruma göre hangi ekipmanın kullanılacağını siz belirliyorsunuz.

Oyunun temelinde kişisel bir deneyim yatıyor. Adeta indie bir oyun gibi kendine özgün bir deneyim yaşatıyor oyuncuya. Temeli kişisel deneyimden oluştuğu için de yayıncı izleyerek karar vermemeniz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Death Stranding’i izlemek pek keyifli değil, ama oynamak? İşte o gayet keyifli. Sadece yürürken bile yaşadığınız zorluklara çok şaşıracaksınız. Bunun dışında Death Stranding’in oynanışı çeşitlendirme döngüsü de çok başarılı. Gerçekten bir oyun mühendisliği harikası. Kojima’yı bu konuda çok takdir etmek gerek. Oyun size yeni bir ekipman tanıtıyor ve oynanışa direkt etki ediyor. Bu yeni ekipmanınızla 3-4 kargo taşıyorsunuz, oynanış tam sizi bayacak iken tekrardan yeni bir ekipman geliyor ve engelleri aşmanız için daha fazla seçeneğiniz oluyor.

Çok üst kalitede bir hikaye anlatımını deneyimlemek istemez misiniz? Death Stranding’de neredeyse Quentin Tarantino, Christopher Nolan ve Bong Joon-ho gibi yönetmenlerinin kalitesinde bir hikaye anlatımı var. Bir oyunda gördüğüm en iyi hikaye anlatımına sahip. Sahne geçişleri, ışıklandırma, kamera açıları o kadar harika ki oyun boyunca sinematik çıksa da izlesem diye düşünmeden edemiyorsunuz. Zaten yıldız oyuncu kadrosu da bu hikaye anlatımına çok yardım ediyor. Norman Reedus, Mads Mikkelsen, Lea Seydoux, Guillermo del Toro, Troy Baker ve daha birçok yıldızı içinde barındırıyor. Şu saydıklarımdan sadece birkaçı olsaydı bile yeterli olurdu.

Death stranding çok gergin bir atmosferle başlıyor, fakat bunu korumakta ne yazık ki başarısız oluyor. İlk 2 saatten sonra rahat rahat gezmeye başlıyorsunuz. Zaten haritada başka bir problem daha var. Oyunun haritası sizi keşfetmeye itmiyor. Sizi meraklandırmıyor, heyecanlandıramıyor. Çok sıradan düzlüklerde yürüyorsunuz. Bu başta eğlenceli olsa da daha fazla şey görememek beni bir miktar üzdüğünü dile getirmek isterim. Haritanın boş ve düz araziden oluşması aslında hikayeye de hizmet ediyor. Yalnız ve umutsuz hissediyorsunuz. Tabii bunu da daha farklı verebilirdi. Harita böyle iken ve oynanış da biraz kısıtlıyken oyunun süresi bence bu kadar uzun olmamalıydı. Şimdi bildiğiniz gibi oyunlarda iki çeşit görev var. Biri ana görev, diğeri yan görev. Biri Sam için özel kargo görevleri, diğerleri ise standart kargolar. Oyunun şöyle bir sıkıntısı var, bazı ana görevlerde de yan görev kargoları gibi çok düz şeyler var. Oyunun hikayesine hizmet etmeyen, alakasız görevler var. Zaten çok fazla kargo görevi var. Kojima, ana kargo görevlerini sadece hikayeye hizmet eden görevlerden oluştursa, sanki daha rafine bir oyun olurdu. Yaklaşık 10 saat daha kısa bir oyun olmalıydı. Çünkü ne kadar oynanış çeşitlendirilmiş olsa da yaklaşık 30. saatine doğru oyun tekdüzeleşiyor. Bazı görevler bayık gelmeye başlıyor. Oyunun o aşamalarına yaklaştığınızda ise hikayeyi yetiştirmeye çalıştığını görüyorsunuz. Oyunun başında az görebildiğimiz o hikaye kırıntılarını, büyük lokmalarla değiştiğini fark ediyorsunuz. Sürekli sinematik izliyorsunuz, ana konuyla ilgili diyalogların sayısı da artıyor. Kojima, madem hikayeyi sığdırmayı başaramadın, uzun bir hikayen vardı. O zaman neden oyunun başlarında hikaye anlatmak konusunda cimri davrandın?

Oyunun en kötü özelliğini daha sizlerle paylaşmadım. Diyaloglar. Evet, o lanet diyaloglar. Diyaloglar o kadar çok basit ve kendini o kadar tekrar ediyor ki sanki bir mağara adamına anlatır gibi anlatıyorlar. Ya Kojima elbette genele hitap etmeye çalışıyor, insanların kafası karışmadan takip etsin istiyor da, her şeyi 150 kere söylemesi çok sinir bozucu. Basit ekipman arayüzünü bile tekrar tekrar anlatıyor. Hele hele Die-Hardman’ın patlayıcı kargo taşıdığımızı 100 kere vurgulaması…

-“Sam bu seferki görevin çok zor olacak. Bir patlayıcı taşıyacaksın, dikkatli ol! Fazla darbe almaması ve sallanmaması gerekiyor.”

5 dk sonra…

-“Hey Sam, görevin çok zor bir görev. Farkındasın değil mi? O patlayıcıya ihtiyacımız var.”

5 dk sonra…

-“Hey Sam! Bildiğin gibi bir patlayıcı taşıyorsun, yavaş ve sallanmadan gitmelisin. Tüm umutlarımız senin elinde. Sana güveniyoruz Sam!

Bu kadar fazla tekrar etmesi ve başınızda sürekli konuşması zaman zaman sinir bozucu oluyor. Bu arada patlayıcı kargo’yu salladığımızda elbette uyaracak. Kargo tehlikede diye, ancak Die-Hardman durduk yere tekrar edip duruyor.

Gelelim her şeyin sonuna. Yazı boyunca ağladım durdum.Oyunun şurası eksik, burası eksik dedim. O zaman neden oynamanız gerektiğini belirten bir yazı yazıyorum? Çünkü her şeye rağmen oyunun muazzam bir hikaye anlatımı, kendine özgün bir deneyimi ve harika bir finali var. Evet! O tatlı bebeğin(BB) ve Mads Mikkelsen(Cliff)in hikayesini oyunun sonunda öğreniyorsunuz. Yaklaşık 90 dakikalık bir sinematik eşliğinde harika bir final izliyorsunuz ve en sonunda o harikalar harikası müziği duyuyorsunuz. Evet, BB’s theme! Sadece bu final için bile oynanır. Sam’in ve Death Stranding evreninin finali pek hoşuma gitmese de Cliff’in ve bebeğin finali beni çok etkiledi.

Biraz uzun bir yazı olmuş olabilir, ancak buraya kadar okumaya devam ettiyseniz; lütfen Death Stranding oynayın ve bitirin. Bu macerayı sadece Death Stranding ile deneyimleyebilirsiniz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.