Çocukluğunda korka korka kuzeniyle birlikte Dead Space 1‘i bitirmiş biri olarak The Callisto Protocol için çok heyecanlıydım. Dead Space’in yaratıcılarından yeni bir korku oyunu oynamak kulağa eğlenceli geliyordu. Hem de korku oyunlarıyla aram olmamasına rağmen. 92TL gibi bir fırsattan yakalayınca koşarak aldım ve beklemeye koyuldum. Oyun beklediğimden çok erken çıktı, fazla garipsemedim ve oyunun başına oturdum..

Kötü Çıkış
İlk girdiğim gün korkunç bir manzarayla karşılaştım. PC’den oynuyordum ve oyun sürekli donuyordu. Daha sonrasında birkaç saatte hemen bir güncelleme çıkarttılar ve bu takılma sorununu kısmen çözdüler. Hala yeni güncellemelerle optimizasyonu daha iyi hale getirmeye çalışıyorlar. Bu teknik sıkıntısı ne yazık ki çok can sıkıcı olmaya başladı. Umarım firmalar bunu alışkanlık haline getirmeyi bırakır.

Oyunun En Güçlü Tarafı
Oyunun en etkileyici kısmı grafikleri diyebilirim. Oyun genel olarak bu güzel grafiklere sırtını yaslıyor ve kendini oradan pazarlıyor. Özellikle insan yüzünü inanılmaz bir noktaya taşımışlar. Unreal Engine 4 ile bunu yapmaları gerçekten muazzam, bunun biraz dozunu kaçırıp optimizasyonu unutmasalardı daha iyi olurdu. Grafikler sayesinde atmosferi oldukça güçlendirmiş, harika bir ortam yaratmışlar. Doku kalitesi olarak öne çıkıyor ama çevre tasarımı olarak biraz geride kalıyor. Bu yüzden bazı oyuncular atmosfere hiç girememiş ve atmosferi beğenmemişler.

Acele İşe Şeytan Karışır
Oyunların absürt sayılabilecek çok yüksek oynanış sürelerine sahip olmalarından memnun olmayan biriyim. O yüzden nispeten daha kısa süren çizgisel oyunlarla bir problemim yok. Ancak bu oyunun proje olarak çapının biraz fazla küçük olduğunu düşünüyorum. Haritada keşfedilebilir alanlar zaten çok kısıtlı, mekanlar çok dar ve düz koridorlar üzerine kurulu. Çevre tasarımına dayalı hikaye anlatımı da pek yok. Çok aceleye gelmiş, özensiz bir şekilde yapıp geçmişler. Yaratık ve silah tasarımlarını da hiç beğenmedim. Düşmanlar alışık olduğumuz şekilde çok düz yaratık yaratık. Mesela From Software tarzı özgün ve akılda kalıcı bir yaratık yok. Silahlara oynanış kısmında değinelim.

Temposuz Hikaye
Hikayenin anlatımı ve hikayenin kendisi aşırı ortalama. Tüm gizemini oyunun sonuna saklıyor, oyun boyunca yeni şeyler öğrenmek için uğraşsam da umduğumu bulamadım. Hatta 1-2 saat boyunca bir ara aksiyon oyununa dönüşür gibi oldu, sürekli düşmanları öldürüyorum başka bir şey yapmıyorum. Bunca zahmete karşılık hikayeden de hiçbir şey öğrenemedim. Sadece bir yerlere ulaşmaya çalışıyorum ve sürekli önüme başka engel çıkıyor, O engeli çözmeye çalışırken oraya da başka engel koymuşlar. Korku oyunun klişelerinden sonuna kadar faydalanmışlar. Oyun benim için korkunç olsa da korku oyunu severler için yeterince korku ve gerilim içermediğini de düşünüyorum. Benim için dozu fazlasıyla yeterliydi ama korku severleri tatmin etmeyebilir. Jumpscare bol bol var, bunlardan korkabilirsiniz. Psikolojik gerilim dozunu düşük tutmuşlar. Bunun sebebi oyunun oynanış olarak tasarımsal sıkıntılar içermesi de olabilir.

Oturmamış Dövüş Sistemi
Oyunun optimizasyondan bile büyük sıkıntısı oynanış. Oyunun kamera açısı, kaçınma (dodge) sistemi ve saldırı animasyonları hepsi tekli düşmana göre tasarlanılmış. Level tasarımında bol bol çoklu düşmanları birbirine yakın koymuşlar ama oyunu yeterince test edememişler gibi duruyor. Bu bozuk tasarım aslında farklı bir anksiyete farklı bir gerilim yaşatsa da hissiyat olarak doğru gelmiyor. Aşırı iyi oynasanız bile bir sıkıntı olduğunu hissediyorsunuz. Oyunda düşman saldırılarından kaçınmak için başka özel bir tuşa basmak yerine A veya D tuşuna basılı tutuyorsunuz. Yani saldırı gelirken hali hazırda sağa veya sola yürüme halindeyseniz karakter otomatik kaçınıyor. Eğer arka arkaya saldırı gelirse sıra sıra aksi yönlere basıyorsunuz. Başta çok sinematik ve farklı hissettirse de daha sonrasında umarım oyun boyunca böyle devam etmiyordur diyorsunuz. Çünkü boss savaşlarındaki çeşitlilikten tutun da normal düşman gruplarına karşı olan tüm çeşitliliği azaltıyor. Kaçınma sistemini bir düşmana kilitlenerek yapabiliyorsunuz, ama kamera bu kadar dar açıya sahipken ve aynı anda 3 kişi saldırırken kaçınmak imkansız hale geliyor. Benzer kamera açısına sahip God of War oyunlarında mesela arkadan düşman gelirken alttan bir ok yönü ve saldırı zamanını gösteren bir renk belirteci çıkıyordu. Ayrıca yanımızdaki bir karakter arkanda diye bağırıyordu. Buradaki muazzam geri bildirimin zerresi The Callisto Protocol’de yok. Korku oyunundaki sürprizi bozmamak için mantıklı gibi de geliyor ama God of War çözümü yerine başka çözüm arayabilirlerdi.

Yeni ve Özgün Silahlar Nerede?
Oynanışın hamlığının bir başka sebebi de yakın dövüşe çok odaklı olması. Zaten mermi genellikle çok vermiyor, o yüzden zorlu bir sekans gelmeden mermi harcamaktan kaçınıyorsunuz. Oyunun son çeyreğine kadar da silah çeşitliliği ve mermi sayısında oyun çok pinti davranıyor. Hayatta kalma temalı olduğunda kısıtlı kaynak olması güzel fakat sıkıcı silahlarla iyice pintilik yapması biraz bayıyor. Oyun gelecekte geçse de ne yazık ki günümüzün sıradan silahlarını kullanıyoruz. Dead Space’deki mühendis ekipmanı olan Plasma Cutter‘ı silah olarak kullanmak delicesine eğlenceliydi. Silahın yatay ve dikey yönünü değiştirip uzuvları istediğimiz gibi kopartabiliyorduk. Bunda öyle bir silah olmadığı için düşmanı yaralamak da Dead Space kadar eğlenceli değil. Karakter zaten hantal, oynanışın tasarımı sıkıntılı, üstüne silahlarda da yenilikçi bir şey olmayınca benim için biraz hayal kırıklığı oldu. Oyunda allahtan Force Pull ve Push mekaniği var. Düşmanları dikenli duvarlara veya uçurumdan aşağıya atmak eğlenceliydi.

Oyunu Kaydetmiyor Mu?
Tuhaf bir şikayet olacak ama oyunun kayıt (save) sistemi düzgün çalışmıyor. Menü’de oyunu kaydet kısmı olmasına rağmen sadece bir önceki checkpoint’i kaydediyor ve oyuna sık checkpoint koymamışlar. Görünmez bonfire’lar (Dark Souls) var gibi oyunu oynuyorsunuz. Mesela silahlarınızı güçlendirip bir yarıktan uzun uzun geçip bir boss savaşına giriyorsunuz. Öldüğünüzde o kadar geriden başlıyorsunuz ki tekrardan silahlarınızı güçlendirmeniz gerek. Hatta bir keresinde oyun sağa ve sola ayrılıyordu. Sağdaki koridoru ve odaları temizledim ekipmanlarımı güçlendirdim sonra da sola geçtim. Sol tarafta öldüm beni ortaya geri attı. Sol tarafa tekrar giderken harcadığım kaynağın harcanmadığını fark ettim. Yani tekrardan sağ tarafa gitmem ve ekipman güçlendirmemi tekrarlamam gerekiyordu.

Son Karar
Genel olarak elimizde grafik dışında özensiz ve aceleye gelmiş bir yapım var. Keşke 1 yıl kadar daha geliştirilme sürecine devam edilseydi. PUBG’nin yayıncısı KRAFTON biraz çabuk sonuç görmek istemiş olabileceğini tahmin edebiliyorum. Geliştirici ekibe oldukça baskı yapılmıştır, üstüne Dead Space Remake de gündeme gelince üstlerindeki baskı da artmıştır. Oyun, Dead Space’in ruhani devamı bile denemeyecek seviyede. Üstelik çoğu konuda benzemeye çalıştığı halde. Hatta o kadar benzemiş ki oyuna özgün bir şey koymayı unutmuşlar. Yıllar önce deneyimlediğimiz Dead Space deneyimini modernleştirmeyi, trendlere uygun şekilde yenilemeyi ve üstüne kendi soslarını eklemeyi unutmuşlar. Ben oynarken yer yer sıkılsam da oyunun genelinden keyif aldım. Kaçan potansiyele üzüldüm, çok daha iyi yerlere gelebilirdi. Oyun ortalama ile ortalamanın bir tık üstü arası bir yerde. Eğer bilim-kurgu veya korku seviyorsanız deneyebilirsiniz. Umarım optimizasyonu toparlarlar. DLC’ye veya devam oyununa daha çok zamana ihtiyaçları var, umarım yatırımcılar da farkındadır da potansiyeli boşa harcamazlar.
The Callisto Protocol yeni bir oyun olduğu için Dead Space Remake’ten daha heyecanlıydım ama beklentilerimi karşılamadı. Dead Space Remake bakalım beklentileri karşılayacak mı?