Eastward: Harika Görsellik ve Karakterler

Eastward, Chucklefish tarafından yayınlanıp Pixpil Games tarafından geliştirilen ve uzun zamandır takibinde olduğum bir bağımsız yapım. Özellikle büyüleyici görselliğine gözünüz takıldığı anda bu oyunun yolunu gözlememek imkansız.

Sonunda çıkmasıyla birlikte anında başına oturdum ve karşımda bu yıl oynadığım en iyi bağımsız oyunlardan biri duruyordu. John ve Sam isminde iki ana karakterimiz var. John, madenlerden birinde Sam’i buluyor. O günden sonra bu küçük ve meraklı kızı yanından ayırmıyor. The Last of Us‘takine benzer bir baba-kız ilişkisinin bir bağımsız yapımda böylesine güzel yerleştirildiğini görmek oyunu zaten olduğundan bir basamak daha yukarı taşıyor.

Basamak basamak yukarı

Eastward, post-apokaliptik bir temaya sahip. İnsanlar yer altında kurulmuşlar ve yukarısının uğursuz, tehlikeli olduğuna inanıyorlar. Özellikle bu küçük kasabanın tehditkar ve otoriter başkanı yukarı çıkmayı kesinlikle yasaklıyor.

Bu küçük kasabada pek çok insanla tanışıyorsunuz ve her karakter oldukça kendine özgü olduklarını size hissettiriyor. Bizim küçük Sam’imizle vakit geçiren küçük bir arkadaş grubu var örneğin, birlikte oyun oynamaktan hoşlanıyorlar. Aralarındaki diyalogları dinlemek oldukça keyifli. Oyun, sizi insanlarla konuşmaya ve size ne diyeceklerini dinlemeye itiyor.

Özenli iş

Gördüğüm en alışılmadık ve en muhteşem piksel tasarıma sahip Eastward. Çevreyi gezdikçe ve inceledikçe her bir detayın oraya özenle çizilmiş olduğunu, her şeyin tutkuyla yerleştirilmiş olduğunu hissediyorsunuz. Sadece çevre ve karakter tasarımı açısından da değil, karakterlerin sırf nefes alma animasyonlarında bile bunu gözlemlemek mümkün. Hani nereye bakacağınızı şaşırdığınız denli detaylı oyunlar olur ya, Eastward bunu piksellerle yapıyor!

Buraya kadar karakterlerinden, dünyasından ve görselliğinden bir kucak dolusu övgüyle bahsettik. Peki Eastward, oynanış açısından bize neler sunuyor? Bulmacalar ve mini oyunlarla yolumuza devam ettiğimiz hikaye bazlı Zelda benzeri bir oynanış yedirilmiş.

Oyunun ilk saatleri bazında, John ile oynarken silahımız bir tava (evet TAVA) ve biraz bomba. Tava ile önümüze çıkan ve bölüme göre sülük, sinek, et yiyen bitki gibi değişen düşmanlara vuruyoruz. Tava olduğuna bakmayın oldukça tok bir his veriyor. Bomba ile de yollarımız kapalıysa yolumuzdaki varilleri patlatıyor, duvardaki kolonu devirip kendimize köprü yapıyoruz. Kimi zaman elimizdeki bu materyalleri kullanarak yolumuzu nasıl açacağımızı bulmamız gerekiyor. Hikayenin bir kısmından bir diğerine zindan temizliyoruz denilebilir kısaca. Küçük Sam ile oynarken de etrafa büyülü ışık topları fırlatıyoruz.

Oyun ile ilgili favori şeylerimden biri de YEMEK YAPABİLİYORUZ! Tıpkı Breath of the Wild‘da olduğu gibi elimizdeki malzemeleri tavaya atıyor ve buna göre bir yemek çıkartıyoruz. Hatta yemek pişirirken çalan müzik bile BOTW’a epey benziyor.

Sonuç olarak

Bu oyuna ne kadar hayran kaldığıma dair kelimeleri bir araya getirmekte ve size tarif etmekte epey zorlanıyorum. Bu yılın en iyisi diyemememin tek sebebi yine bu yıl oynadığım Death’s Door’u çok sevmiş olmam.

Sürekli ve dinamik bir ilerleyişi olan, oynanış odaklı oyunları seviyorsanız Eastward beklentinizi tam olarak karşılamayabilir. Ancak hoş bir oynanışın yanında hikaye de arıyor, sonrasında hatırlayacağınız karakterler sunan oyunları seviyorsanız Eastward’ı koşarak oynayın.

Eastward PC için 40 TL gibi uygun denilebilecek bir fiyatla çıktı, bu fiyata değer. Eğer imkanınız varsa da Nintendo Switch’e yakışan bir oyun olduğunu düşünüyorum.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.